Hava Durumu

#Kiracı

Lodoshaber.Com - Kiracı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kiracı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ev sahibi kiracıyı 14 yaşındaki kızının önünde taciz etti! Haber

Ev sahibi kiracıyı 14 yaşındaki kızının önünde taciz etti!

Olay, 27 Ağustos Pazar günü 50. Yıl Mahallesi'nde meydana geldi. Yaklaşık 8 yıldır bir binanın bodrum katında iki çocuğu ile birlikte yaşayan Suriye uyruklu Nouha Ö.'nün kaldığı zemin kat daireyi 4 yıl önce satın alan Kazım T., ailenin evine sık sık gitmeye başladı. Yaklaşık 1 yıl içinde defalarca kez eve gelen ev sahibi Kazım T., iddiaya göre kiracısı Nauha Ö,'yü(39) taciz etti.  Kiracı, durumdan şüphelenen 14 yaşındaki kızı Eye A.'ya olan biteni anlattı. Kazım T.'nin pazar günü gündüz saatlerinde tekrar eve gelmesi üzerine Eye A., cep telefonu kamerasını açarak, oturma odasında bir bölüme yerleştirdi. Kısa bir süre sonra ev sahibi Kazım T., Nauha Ö.'nün 14 yaşındaki kız çocuğu Eye A.'dan kendilerine kahve yapmasını istedi. Eye A., kahve yapmak için mutfağa gittiği sırada Kazım T., yerinden kalkarak, karşısında oturan Nouha Ö.'ye yöneldi ve taciz etti. Nouha Ö., yerinden kalkarak, mutfaktaki kızının yanına gitti. Kızın tepki göstermesi üzerine Kazım T., evden ayrıldı.O anlar ise, cep telefonu kamerasına yansırken, Nouha Ö., ev sahibi Kazım T.'den şikayetçi oldu. Yaşananları anlatan Eye A., "Bize sürekli gelip, gidiyordu. Anneme hep ya göz kırpıyordu ya da kızın evden çıksın diyordu. Bunu çok fazla yapmaya başladı. Biz de bunu ispatlayamıyorduk. En son annem telefonumla kayıt yapmamı söyledi. Bizim eve geldi tekrar. Bana kahve yapın dedi. Kahve yaptık. Sonra bana, 'Sana para vereyim akşama kadar eve gelme' dedi. Ben de, 'Olmaz' diye cevap verdim. Kahve yapmaya tam mutfağa gittiğim sırada o anneme pislik şeyler yaptı. Biz evden çıkarak durumu komşularımıza anlattık ve karakola gittik" dedi. "KOMŞUMUZ UYARINCA 10 AY EVİMİZE GELMEDİ" Eye A., 3-4 defa bu durumun yaşandığını, üst komşularının durumdan şüphelendiğini belirterek, "Komşumuz kendisiyle konuştu yaklaşık 10 ay evimize gelmedi. Kendisini uyaran komşumuz vefat edince yeniden gelmeye başladı. Yine böyle yapmaya başladı" diye konuştu. EV SAHİBİNİN OĞLU, EVİ BOŞALTMALARINI İSTEDİ Öte yandan ev sahibi Kazım T.'nin oğlu olduğu öğrenilen kişi, Eye A.'yı arayarak, evi boşaltmalarını, boşaltmamaları halinde elektrik, su ve doğalgazı keseceğini söyledi.

Ev sahiplerinin tercihi değişti! Kısa süreli sözleşme şartı Haber

Ev sahiplerinin tercihi değişti! Kısa süreli sözleşme şartı

Ev sahipleri, son dönemlerde kiracı tercihlerini bekar ya da öğrencilerden yana kullanmaya başladı. Öğrencilerin genellikle kısa süreli ev kiraladığını anlatan İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, ev sahiplerinin uzun süreli kiracı istemediğini belirterek, "Eskiden bekara ev vermeyiz derlerdi. Piyasada daire çok fazlaydı. Uzun süre kalacak bir kiracı tercih edilirdi ancak artık Türkiye'deki kiralık dairearayışı arttı. Mülk sahipleri doğal olarak en kısa süre kalacak kiracı arayışına yöneldi. Eskiden ev sahipleri öğrencilere, bekara ev vermezlerdi. Şimdi ise üniversitede son sınıf ya da 3'üncü sınıf öğrencileri tercih ediliyor ya da 'Bekar olsun yarın evlenir gider' diyorlar" diye konuştu. 'KİRALAR YÜZDE 30 ARTACAK' Kiralık daire sayısının az olmasının fiyatları da artırdığını söyleyen Akgün, eylül ayında yüzde 30 daha artış beklediklerini belirtti. Talebin artması ile ev sahiplerinin daha da seçici olduğunu anlatan Akgün, şunları söyledi: "Bir ilan veriyorsunuz, 1000 kişi arıyor. Mülk sahipleri, tercihlerini tamamen değiştirdi. Kiracının kiralama süresi kısa olacak, tahliye taahhütnamesi verecek, kefil bulacak, kira bedelinin 2-3 kat fazlası gelire sahip olacak gibi şartlar arıyorlar. Son 2 yılı değerlendirecek olursak; kiralar yüzde 600 arttı. Karşıyaka, Bornova, Güzelyalı gibi metropollerde en düşük kiralar 10 bin liradan başlıyor. Bundan 2 sene önce aynı evler 1000 lira, 1500 liraydı. Eylül ayında kiraların yüzde 30 artmasını bekliyoruz. Ev sahipleri de kendilerini korumaya almak için 1 yıllığına kontrat yapıyor. Günümüzde 'Oğlum, kızım evlenecek' deyip, kiracısını çıkarmaya çalışan ev sahiplerinin sayısı da arttı. 2023-2024 eğitim öğretim yılında öğrenciler, barınma sorunu yaşadı. Kahramanmaraş depreminden sonra yurtlar depremzedeler için ayrıldı. Öğrenciler de tiny house, bungalov tipi evlerde kalmak için arayışa geçtiler." KISA SÜRELİ SÖZLEŞME ŞARTI İzmir'de 6 yıl önce ikinci kattan düştüğü için yürüyemeyen, yemekyiyemeyen, konuşamayan, yoğun fizik tedavi ve rehabilitasyon desteği alan Feride Sıla Özcan'ın (9) annesi Başak Özcan da 22 gündür kiralık ev aradıklarını belirtti. Kiralık ev ilanı bulmanın zorlaştığını, bulduklarını da ev sahibinin kriterleri nedeniyle tutamadıklarını söyleyen Özcan, "Menderes'te oturuyorduk, kızımın özel durumuna uygun bir evimiz vardı. Ev sahibi, evini satacağını söyleyip, bizi mart ayında çıkardı. Osmangazi'de bir eve taşındık ancak 3 ay oturabildik. Nemli bir ortam vardı, kızımın sağlığı için elverişli değildi. Feride'nin ciğerlerinde hırıltı başladı. Evi boşalttık ve 22 gündür bir arkadaşımızın evinde kalıyoruz" dedi. 'UZUN SÜRE OTURABİLECEĞİMİZ BİR EV ARIYORUZ' Her yıl ev değiştirmek istemediklerini anlatan Özcan, Feride'nin duvara monte aynası, yürüteci ve tavana asılı salıncağını kullanabilecekleri bir eve ihtiyacı olduklarını belirterek, "Birçok ev sahibi öğrenciye ev veriyor ya da kısa sürede sözleşme yapmak istiyorlar. 6 ay ya da 1 yıllık kira bedelini toplu isteyenler var. Emlakçılar da ev sahiplerinin öğrenciye kiraya vereceğini, yapacakları bir şey olmadığını söylüyor. Kiralık ilanı bulmak zorlaştı. Bir ev bulup randevulaşıyoruz, gidene kadar hemen tutuluyor. Hem ekonomik durumumuz hem kızımın sağlığı her yıl bir ev değiştirmemize izin vermiyor. Doğal gaz, elektrik abonelik açma-kapama, nakliye hepsi masraf. Feride'nin evdeki terapileri aksadı. Uzun süre oturabileceğimiz bir ev arıyoruz. Maalesef ya kısa süreli sözleşme yapıyorlar ya da 'Öğrenciye vereceğiz' deyip, konuyu kapatıyorlar" diye konuştu.

Ev sahibi ve kiracılara önemli haber! Haber

Ev sahibi ve kiracılara önemli haber!

İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre, davacı; 2019 tarihli ve on yıl süreli sözleşme ile davalıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, sözleşmede kiralananın düğün salonu olarak kullanılacağının ve başka hedefle tasarruf edilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, ülkemizde de artan Covid-19 salgını sebebiyle pek çok toplu organizasyonun iptal edilmesi, kamu kurumlarında ivedi işler dışında faaliyetin askıya alınması ve 16 Mart 2020 tarihinden itibaren tüm illerde düğün ve nişan salonları faaliyetlerinin durdurulması sonucunda, 17 Mart 2020 tarihli ihtarname ile faaliyete yeniden izin verilene kadar kira ödemesi yapamayacağını davalıya bildirdiğini, 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren belirlenen kurallara uyulma şartı ile faaliyete izin verilmesine rağmen, alınan önlemlerin düğün etkinliklerine katılımcı sayısını, kiralananın kullanabileceği alanı ve dolayısıyla kiralanandan beklediği faydayı ciddi şekilde düşüreceğini, böylece başlangıçta var olan edimler dengesinin aleyhine bozulduğunu ileri sürerek; aylık net 62 bin 573 lira 50 kuruş olan kira bedelinin 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık net 30 bin liraya uyarlanmasına karar verilmesini talep etti. Davalı; kira sözleşmesinde uyarlama talep edilmeyeceğinin, hatta mücbir sebep halinde kiralanan kullanılmasa dahi kira bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle kiracının Covid-19 salgını nedeniyle müşterilerinin azaldığı gerekçesiyle kira bedelinin uyarlanmasını talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istedi. İlk Derece Mahkemesi uyarlama talebini kısmen kabul etti İlk Derece Mahkemesince; kira sözleşmesinde olumsuz uyarlama kaydı bulunmasına rağmen yine de kira sözleşmesinin değişen şartlara göre uyarlanmasının Yargıtay içtihatlarında da kabul gördüğü, 2020 yılı Mart ayından beri dünya çapında yaşanan salgın hastalığın sosyal dengeyi etkilediği, bu salgın hastalığın öngörülebilir nitelikte olmadığı, düğün salonlarının çalışmasına resmi kararlarla ara verildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138. maddesinde uyarlama için öngörülen şartların oluştuğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne karar verildi. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvuruldu. Bölge Adliye Mahkemesi davayı reddetti Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu 2019 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesinin (1.3.) maddesinde; kiracının her ne sebeple olursa olsun kira sözleşmesi devam ettiği sürece kira bedelinden bir tenzilat ya da uyarlama talep edemeyeceğinin belirtildiği ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 12. maddesi gereğince tacir sıfatını taşıyan davacının basiretli davranması gerektiği, kira sözleşmesindeki açık hükümler karşısında davacı kiracının kira bedelinden indirim yapılmasını isteyemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince kira bedelinden indirim yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın ve ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildi. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edildi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi davacı kiracıyı haklı buldu Dosyayı ele alan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi: "Söz konusu sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kiraya verenin, kiralananı kullanıma elverişli halde bulundurmasa dahi kiracının kira bedelini ödeme borcunu tam olarak yerine getireceğine ilişkin hükümler ile 6098 sayılı Kanun'un 301. maddesinin emredici hükmü, davacı kiracı aleyhine (davalı kiraya veren lehine) değiştirilmiştir. Dolayısıyla sözleşmenin anılan bu hükümleri, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca kesin olarak geçersizdir. Diğer taraftan, bu hükümlerin geçersiz olması, sözleşmenin diğer hükümlerini etkilememektedir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; kira sözleşmesinde yer alan, kiraya verenin, kiralananı sözleşmede kararlaştırılan kullanım amacına elverişli halde bulundurmasa dahi her durumda kiracının kira bedelini ödeme borcunu tam olarak yerine getirmekle yükümlü olduğuna dair hükümlerin geçersiz olduğu; Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle alınan idari yasak ve tedbirlerin etkin olduğu dönemle sınırlı olmak üzere, davacı kiracının 6098 sayılı Kanun'un 138. maddesi uyarınca uyarlamaya dayalı olarak kira bedelinin tenzili talepli dava açmakta haklı bulunduğu gözetilmek suretiyle, istinaf incelemesinin gerçekleştirilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir."

Yargıtay'dan kiracıları ilgilendiren önemli karar! Haber

Yargıtay'dan kiracıları ilgilendiren önemli karar!

Son aylarda kiracı-ev sahibi kavgalarında büyük artış yaşandı. Hukukçular, 'Anahtarı vermeden kiracılık bitmez' prensibi çerçevesinde yüksek kira sebebiyle evi boşaltan kiracıların muhakkak suretle anahtarı mülk sahibine teslim ettiğini belgelendirmesi gerektiğini dile getiriyor. Hukukçular, kiracının taşınma işlemini tamamlasa dahi mülkün anahtarlarının ev sahibine teslim edilmedikçe kiracının mülk üzerindeki haklarını ve yükümlülüklerini sürdürdüğünü belirtiyor. Yıllardır oturduğu evi tahliye eden M.K., anahtarı mülk sahibine teslim ettiğini belgelendiremeyince hayatının şokunu yaşadı. Mahkemenin kapısını çalan mağdur kiracı, oturmamasına rağmen 11 aylık kira bedelinin tahsilini isteyen ev sahibinin hakkında başlattığı icra takibiyle sarsıldı. Kiracı takibe itiraz edince harekete geçen ev sahibi ise borçlu aleyhine ödenmeyen kira bedelleri için tahliye talepli takip başlattıklarını, borçlunun itirazının haksız olduğunu, kira bedellerinin ödenmediğini öne sürdü. Mağdur kiracı da kira sözleşmesine uygun bir bildirim ile tahliye edildiğini, işyerinin kullanıldığı döneme ait kira borcunun bulunmadığını, kira bedellerinin zamanında ve eksiksiz ödendiğini dile getirdi. Fesih ve tahliyeden sonraki 11 ay için kira borcunun bulunmadığını, davacı ev sahibinin talebinin reddi gerektiğini savunan kiracı, alacaklının takip konusu meblağın yüzde 20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesini istedi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı mağdur kiracı temyiz edince devreye giren Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozdu. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme ilk kararında direndi. Davalı kiracı bu kararı da temyiz edince devreye bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Kurul, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda, yasadaki "Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi hâlinde kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü kiracıya aittir. Kiracı bu iddiasını İİK'nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle kanıtlamak zorundadır. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır" hükmü hatırlatıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi: "O halde anahtarın teslim edildiği borçlu tarafından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanamadığından alacaklı tarafından bildirilen tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Kiralananın tahliye edildiğinin ve anahtarın da kiralayana teslim edildiğinin borçlu tarafından İİK'nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanması zorunludur. Anahtarın teslim edildiği borçlu tarafından İİK'nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanamadığından alacaklı tarafından bildirilen tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Hâl böyle olunca direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir."

Ev sahibi ve kiracılar dikkat! Binlerce tahliye davası açıldı... Haber

Ev sahibi ve kiracılar dikkat! Binlerce tahliye davası açıldı...

1 Eylül 2023 itibarıyla bir mal sahibi veya kiracı, dava açmak istediğinde arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açamayacak. Peki arabuluculuk sistemi nasıl işleyecek? Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Gayrimenkul Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı şu ifadeleri kullandı: "Başvuru adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına yapılıyor. Büro olmayan yerlerde Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından gerçekleştiriliyor. 'AÇILAN DAVA 42 BİNİ BULDU' Özellikle dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin düzenleme gayrimenkulde büyük bir önem taşıyor. Sadece 2022 yılında hukuk mahkemelerinde açılan ortaklığın giderilmesi davaları 42 bini buldu. Kiralananın tahliyesi davaları 32 bini geçti. Kira davaları da yaklaşık 21 bine ulaştı. Davalı ve davacı tarafları baz aldığımızda bunların toplamının iki katından fazla bir vatandaşı ilgilendiriyor. Özellikle yeni düzenleme kira tespit davaları, kira tahliye davaları, kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar gibi birçok anlaşmazlığın daha kolay çözülmesine fırsat oluşturacaktır. 1 EYLÜL 2023 TARİHİNE DİKKAT! Burada önemli bir hususun altını çizmek lazım. 1 Eylül 2023 itibarıyla arabuluculuk şartı aranıyor. Mevcut davalarda ve devam eden davalarda arabuluculuk düzenlemesi zorunlu değildir. 'YÜZDE 50'YE YAKIN ANLAŞMA SAĞLANDI' Arabulucu aslında bu süreçte karar veren kişi değildir. Ama bu noktada taraflar uyuşmazlıkları kendileri uzlaşı ile çözerler. Daha önce arabuluculuk sistemine devredilen uyuşmazlıkların çözüm oranına baktığımızda ülkemizde yaklaşık yüzde 50'ye yakın bir oranda anlaşma sağlandığı görülmüştür. '4 HAFTADA NETLEŞİYOR' O nedenle aslında bu yollar uyuşmazlığın bir çözüm yöntemidir. En yaygın ve en uygulanabilir olandır. Süresi çok daha hızlıdır. Yaklaşık 4 haftalık süre içerisinde taraflar anlaşma ve anlaşmama durumunu netleştirebiliyorlar. 'TIKANAN DAVALARA ÇÖZÜM BULABİLİR' Görüşmelere kişiler kendileri bizzat, gerekse de avukatları aracılığı ile katılabiliyorlar. Bununla beraber taraflar anlaşma sağlayamazlarsa mahkemeye başvurarak dava açabiliyorlar. Bu açıdan baktığımızda özellikle kiracı ve mal sahibi uyuşmazlıklarında tıkanan dava süreleri nispeten daha hızlı çözüm bulabilir. Sonuçta taraflar eğer uzlaşma niyetindeyse arabulucu sistemi onlara bir avantaj sağlar. ARABULUCU ÜCRETLERİ NE KADAR OLACAK? Milliyet'in haberine göre, Arabuluculuk bürosuna başvurularda herhangi bir ücret alınmıyor. Taraflar arabuluculuk görüşmesinde anlaşamazlar ise 2 saatlik ücret Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanıyor. Anlaşma durumunda ise ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit olarak ödeniyor.

Riskli yapılarda oturan kiracılar dikkat! Haber

Riskli yapılarda oturan kiracılar dikkat!

Riski yapılarda oturan kiracıları ilgilendiren emsal kararın açıklandığını belirten Gayrimenkul uzmanı Şule Alp, “Açıklanan emsal karar çerçevesinde devam eden kira sözleşmesi bulunan taşınmazın riskli yapı raporu alması durumunda kira sözleşmesinin süresine bakılmaksızın fesih edilebileceği ilan edildi” dedi.      Yargıtay milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı yakından ilgilendiren emsal kararı açıkladı. Açıklanan karar ile kira sözleşmesinin haklı feshi konusunda emsal oluşturacak bir uygulama başladı. Şule Alp, konuyla ilgili “Milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı yakından ilgilendiren yeni bir emsal karara imza atıldı. Merkez üssü Kahramanmaraş olan ancak 11 ilde büyük bir yıkıma ve 45 bin can kaybına neden olması nedeni ile asrın felaketi olarak anılan deprem sonrasında binaların güvenirliği de tartışma konusu olmuştu. Aynı cadde ve sokak üzerinde yer almasına rağmen bazı binalar ayakta kalırken bazı binaların çökmesi sonrasında bir kere daha deprem değil bina öldürür acı gerçeği gün yüzüne çıkmıştı. Binaların sağlamlığından endişe eden kişiler deprem dayanıklılık testi yaptırmaya başlarken konu hakkında Yargıtay milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı yakından ilgilendiren emsal karara imza attı ”ifadelerini kullandı.    Açıklanan karara emsal olan olayın İstanbul’da yaşandığını dile getiren Alp, “Kira sözleşmesinin haklı fesih nedenleri açısından Yargıtay yeni bir emsal karara imza attı. Açıklanan emsal karar çerçevesinde devam eden kira sözleşmesi bulunan taşınmazın riskli yapı raporu alması durumunda kira sözleşmesinin süresine bakılmaksızın fesih edilebileceği ilan edildi. Kira sözleşmesinin haklı fesih sebepleri için yeni karar alınmasına neden olan olay İstanbul'da yaşandı. İşyeri olarak kiralanmak üzere bir taşınmaz için işyeri sahibi ile kiracı arasında 2 senelik kira sözleşmesi imzalandı. Yapılan anlaşma sonrasında kiracı tadilat yaparak işyerine girdi. Bir süre sonra işyerinin bulunduğu binada kat malikleri tarafından yapılan talep ile deprem dayanıklılık testi yapıldı. Analiz ile binanın depreme dayanıksız olduğu belirlendi ve binanın boşaltılmasına karar verildi” diye konuştu.       “Kiracının haklı fesih sebepleri için bir yenisi daha açıklanmış oldu”    Yargıtay’ın aldığı emsal karar ile konutun ve iş yerinin içinde oturulamayacak şekilde deprem riski altında olduğunun tespit edilmesi halinde, kiracı tarafından haklı fesih yapılabileceğine hükmettiğini vurgulayan Alp sözlerine şöyle devam etti:    “Mülk sahiplerinden birisi, zorunlu tahliye nedeniyle yapmış olduğu masrafların ve hor kullanım nedeniyle oluşan zararın karşılanması istemiyle kiracısına dava açtı. Dükkân sahibinin bu talebine karşılık kiracı da tahliye nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminini istedi. 12. Sulh mahkemesi her iki tarafında talebini reddederken dava Yargıtay'a taşındı. Yargıtay aldığı emsal karar ile konutun ve iş yerinin içinde oturulamayacak şekilde deprem riski altında olduğunun tespit edilmesi halinde, kiracı tarafından haklı fesih yapılabileceğine hükmetti. Böylelikle kiracının haklı fesih sebepleri için bir yenisi daha açıklanmış oldu.”

Kiracılar dikkat! Bina oturmaya uygun değilse ne yapabilirsiniz? Haber

Kiracılar dikkat! Bina oturmaya uygun değilse ne yapabilirsiniz?

Depremden etkilenen 11 ilde yüz binlerce bina kullanılamaz hale geldi. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Cumalıoğlu, “İçerisinde sözleşmeli kiracı bulunan ev, deprem sonrası hasar aldığı için oturmaya uygun değilse kiracı sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir; ayrıca tadilat sonrası ilk kullanım hakkı için öncelik kiracıya aittir. Kiracılar da bilirkişiden sağlamlık raporu alabilir” dedi.    Depremden etkilenen 11 ilde 40 binin üzerinde yurttaş hayatını kaybederken, 13.5 milyon insan doğrudan etkilendi. Deprem anında yüz binin üzerinde bina çökerken, 400 binin üzerinde binada ise hasar oluştuğu tahmin ediliyor. Yapılacak tespitlerin ardından az ve orta hasarlı binalar, güçlendirme yapıldıktan sonra tekrar kullanılabilecek. Kalıcı barınma sorunu gündemin ilk maddeleri arasında yer alırken, Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Cumalıoğlu, kiracılara haklarını hatırlattı.      "Kiracı feshedebilir"    Kiralanan konut veya iş yerinin depremde yıkılması durumunda kira sözleşmesinin otomatik olarak son bulduğunu belirten Doç. Dr. Emre Cumalıoğlu, “Kiralanan sağlam değilse, bu bir ayıptır; çünkü kiraya veren sözleşme süresince kiralananı sözleşme amacına uygun bulundurmakla yükümlüdür. Şayet kiralananın makul sürede güçlendirilmesi mümkün değilse kiracı sözleşmeyi feshedebilir. Buna karşılık kiraya veren de kiralananı güçlendirmek, onarmak ister ve bu sürede kiralananın kullanımı mümkün olmazsa sözleşmeyi mahkeme kararıyla sona erdirebilir. Kiraya veren bu nedenle sözleşmeyi sona erdirirse güçlendirme çalışması bittikten sonra kiralananı önceki kiracıya önermek zorundadır. Bunu yapmadan başkasına kiralarsa tazminat öder” dedi.    Öte yandan, kiracıların ev sahipleri ile ilgili yaşadığı bir diğer sorun olan binaların sağlamlık kontrolüyle ilgili anlaşmazlıklara da değinen Doç. Dr. Cumalıoğlu, “Kiralananın sağlamlığı konusunda sadece ev ve iş yeri sahibi değil her iki taraf da uzman bilirkişiden rapor alabilir. Bunun yanı sıra depremden korktuğu için eve giremeyen kişinin sözleşmeyi sona erdirme hakkı bakımından açık bir hüküm yok, bence önemli nedenle olağanüstü fesih mümkündür” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.