Hava Durumu

#Karar

Lodoshaber.Com - Karar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Karar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Palu ailesi davasında karar çıktı! Haber

Palu ailesi davasında karar çıktı!

Kocaeli'de 15 yıl önce kaybolan ve cinayete kurban gittiği iddia edilen Melike Tahnal'ın Sakarya'da öldürülmesine ilişkin Palu ailesi olarak bilinen 1'i tutuklu 6 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Melike Tahnal'ın öldürülmesine ilişkin açılan davanın duruşması Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya, Melike Tanhal'ın eniştesi tutuklu sanık Tuncer Ustael SEGBİS aracılığıyla katıldı, müşteki ve sanık avukatları ise salonda hazır bulundu. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında herhangi bir değişiklik olmadığını beyan ederken, müşteki avukatı da tutuklu sanık Ustael’in en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Tutuklu sanık Tuncer Ustael’in avukatı ise yazılı savunmalarını tekrar ettiklerini ifade ederek, müvekkilinin beraatini talep etti. PALU AİLESİ DAVASINDA KARAR ÇIKTI TUNCER USTAEL MÜTAALAYA İTİRAZ ETTİ Duruşmada söz hakkı verilen tutuklu sanık Tuncer Ustael, "Mütalaaya itiraz ediyorum. Yüzlerce ölüm olayı varken sadece Melike’nin ölüm olayına takılmışsınız. Melike ile alakam yoktur, öldü mü kaldı mı bilgim yok" dedi. Mahkeme heyeti Havva, İsa, Fatih ve Ayşe Palu ile Emine Ustael'in beraatine karar verdi. Tuncer Ustael ise "Olası kasttan çocuğu kasten öldürme" suçundan müebbet hapse çarptırıldı, "çocuğa cinsel istismar" suçundan ise beraat etti. PALU AİLESİ OLAYINDA NE OLDU? Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 2008 yılında Meryem Tahnal ve küçük kızı Melike Tahnal'ın kaybolmasına ilişkin soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma neticesinde kayıp Meryem Tahnal'ın babası Harun Palu, annesi Havva Palu, ağabeyi İsa Palu, kardeşleri Fatih Palu ve Ayşe Palu polis tarafından gözaltına alınırken; Palu ailesinin eniştesi Tuncer Ustael ve eşi Emine Ustael ise yaşanan olayla ilgili İstanbul’da katıldıkları bir televizyon programında canlı yayındayken gözaltına alınmıştı. Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, Palu ailesine çeşitli suçlardan hapis cezası verilmişti. Bu karar, aile bireylerinin aynı avukat tarafından savunuldukları ve bu sebeple 'usul hatası' gerçekleştiği gerekçesiyle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozuldu. 24 Kasım’da Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinde kayıp Meryem Tahnal’ın öldürülmesiyle ilgili görülen dava sonrasında annesinden 1 yıl sonra kaybolan ve Sakarya’nın Ferizli ilçesinde öldürüldüğü iddia edilen Meryem Tahnal’ın kızı Melike Tahnal’ın öldürülmesiyle ilgili davanın devamı ise Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.

Mahkeme, Murat Hazinedar'la ilgili kararını verdi Haber

Mahkeme, Murat Hazinedar'la ilgili kararını verdi

Beşiktaş Belediyesine yönelik ‘rüşvet’ ve ‘irtikap’ suçlarına ilişkin 17 sanığın yargılandığı davada mahkeme eski Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar'a tahliye kararı verdi.       Beşiktaş Belediyesi çalışanlarının ‘irtikap' ve ‘rüşvet' suçlarını işlediği iddiasıyla aralarında eski Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar'ın da bulunduğu 17 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma 4 gün sürdü. Tutuklu sanık Murat Hazinedar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmalara bağlandı. Bazı tutuksuz sanıklar ile aralarında Hüseyin Avni Sipahi'ni de bulunduğu bazı tutuklu sanıklar ise taraf avukatlarıyla birlikte duruşma salonunda hazır bulundu.  harcamaların her biri yönetim kurulu üyelerine belgeleriyle onaylatıldı. Onaylanmadık hiçbir şeyi de yapmadım. Belediye başkanları temsili görev yapar. Ortada bir suç yok" şeklinde konuştu.      Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, aralarında Murat Hazinedar ile Hüseyin Avni Sipahi’nin de bulunduğu tutuklu sanıkların tutuklu kaldıkları süre, mevcut delil durumu ve suçun vasıf ile mahiyeti de dikkate alınarak tahliye edilmelerini talep etti.      Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Murat Hazinedar, Çetin Kırışgil ve Hüseyin Avni Sipahi’nin yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar vererek duruşmayı erteledi.      "Bugün hukuk konuştu"    Duruşmanın ardından sanık Hazinedar’ın eşi Özlem Hazinedar ve oğlu Yaşatan Hazinedar, birbirlerine sarıldı. Daha sonra Özlem Hazinedar basın mensuplarına, "Bugün gerçekten uzun zamandır büyük bir mağduriyet yaşarken aldığımız tahliye kararıyla büyük bir sevince ulaşmış durumdayız. Aslında söyleyebilecek çok şey var ama bugün hukuk konuştu. Herkese ve her şeye rağmen iyi ki adalet var, iyi ki bu kürsülerde değerli hakimler var. Hala var bu, çok şükür’’ ifadelerini kullandı.      İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüpheli Murat Hazinedar'ın "irtikap suçuna teşebbüs etmek", "irtikap", "rüşvet" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından toplamda 70 yıl 6 aydan 154 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüpheli Hüseyin Avni Sipahi'nin aynı suçlardan 43,5 yıldan 96 yıla kadar, şüpheli Rifat Örnek'in 29 yıldan 62 yıla kadar, Çetin Kırışgil'in 10 yıldan 20 yıla kadar, diğer sanıkların ise 4 yıl ile 37 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Emrah Apartmanı davasında karar Haber

Emrah Apartmanı davasında karar

İzmir'de 30 Ekim 2020’de 6,6 büyüklüğündeki  depremde yıkılan, 30 kişinin hayatını kaybettiği Emrah Apartmanı davasında karar çıktı.  İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, ev hapsindeki sanık binanın fenni mesulü Turgay A. ile taraf avukatları ve müştekiler katıldı. Diğer sanık binanın müteahhidi Hayati U. ise duruşmada yer almadı. Müştekilerden Şaziye Demir, depremden yaralı kurtulduğunu belirterek, "Kızım yanımda nefes alamadığı için öldü. İhmali olan herkesin cezalandırılmasını istiyoruz." dedi. Depremde 2 çocuğunu ve eşini kaybeden Nuri Seha Yüksel de "Tarifi ve telafisi mümkün olmayan bu acının sorumlularının cezalandırılmasını istiyorum." ifadelerini kullandı. Sanık Turgay A, savunmasında bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu, bu raporlara göre suçlu ilan edildiğini, binanın yıkılmasıyla ilgisi olmadığını iddia ederek beraat talep etti. "İYİ HAL İNDİRİMİ" UYGULANDI Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından 2 sanığın "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 17'şer yıl 4'er ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Heyet, iyi hal indirimi uygulayarak sanıklar hakkında 14'er yıl 5'er ay 10'ar gün hapis cezası takdirinde bulundu. Yargılama sırasında vefat eden Hüseyin Bilgin Sert hakkındaki dava düşürülürken apartmanın yıkılmasına ilişkin yargılanan 2 kamu görevlisinin dosyasının ayrı görülmesine karar verildi. Müşteki avukatlarının sanıkların tutuklanması yönündeki talepleri ise reddedildi. MÜŞTEKİLER CEZAYI YETERSİZ BULDU Duruşma sonrası gazetecilere açıklama yapan müştekiler, cezaya tepki gösterdi. Depremde 1 kızını kaybettiğini söyleyen Hasan İnan, kararı kabul etmediklerini, adaletin yerini bulmadığını düşündüklerini ifade ederek, "Adaletimiz bir örümcek ağına benziyor. Eşek arısı deler geçer, sinek takılır." dedi. Depremde kızını kaybettiğini anlatan Şaziye Demir de sorumluların cezasını çekmesi için 2 senedir bu davayla uğraştıklarını belirterek, "Tutuklanmalarını istiyorduk. Evde olmaları bizi rahatlatmıyor. Ölen insanlarımız evde değiller. Bunlar evlerinde rahatlar. Karar bizi çok yıktı. 30 kişinin öldüğü bir davada bu kararın verilmesi çok üzücü." diye konuştu. Müşteki avukatlarından Murat Aydın ise hukuk mücadelelerinin devam edeceğini belirterek, şöyle konuştu: "Cezayı yetersiz buluyoruz. 30 kişi öldü. Burada verebilecek en üst ceza 22 yıl 6 aydı. Hiç değilse 22 yıla yakın bir ceza vermesinin doğru olacağını düşünüyorduk. Ciddi bir suçla yargılanan ve ciddi bir ceza alan sanıklar tutuksuz yargılanmaya devam ediyor. Basit bir cezadan insanların tutuklandığı bir ülkede 15 yıl ceza alan tutuksuz yargılanıyor. Biz onların bu cezayı çekmelerini istiyoruz. Yargılama böyle giderse sanıklar bu cezaların kesinleştiğini görmeyecekler." 30 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde yıkılan Emrah Apartmanı'nda 30 kişi hayatını kaybetmiş, 8 kişi yaralanmıştı. 3 sanık hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmış, sanıklardan biri dava sürecinde yaşamını yitirmişti.

ABD'de George Floyd’un ölümüyle ilgili son dava karara bağlandı Haber

ABD'de George Floyd’un ölümüyle ilgili son dava karara bağlandı

ABD'nin Minnesota eyaletinde 2020’de siyahi George Floyd'un polis şiddeti sebebiyle öldürülmesiyle ilgili son ceza davası karara bağlandı. Orantısız güç kullanarak Floyd'un ölümüne neden olan eski polis memuru Derek Chauvin'in yanında bulunan eski polis memuru Tou Thao, Floyd'un öldürülmesine yardım etmekten suçlu bulundu.    Jüri tarafından yargılanma hakkından feragat eden Thao, Hennepin İlçe Bölge Yargıcı Peter Cahill tarafından yargılandı. Cahill, Thao hakkında 177 sayfalık karar yayınladı. Thao hakkında eyalet düzeyindeki yargılamada verilecek olan hapis cezasının 7 Ağustos’ta açıklanması bekleniyor.      Federal yargılamada 3,5 yıl hapis cezası verilmişti    Floyd'un ölümüyle ilgili şubat ayında federal düzeyde yapılan yargılamada, Floyd'un medeni haklarını ihlal etmekten ve meslektaşları Chauvin'i durdurmak için müdahale etmemekten suçlu bulunan Thao 3,5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.      Ocak ayında hakime sunulan yazılı savunmalarda, savcılar, Thao'nun, Floyd'un gözaltına alındığı sırada meslektaşlarının kullandığı yöntemin ölümcül risklerini bildiğini öne sürmüş, Thao'nun gerekirse müdahale etme ve tıbbi yardım sağlama görevi olduğunu aktarmıştı. Savcılar, "Thao, Floyd'un hayatının yavaş yavaş tükendiğini görebiliyordu. Yine de Thao, Floyd'un ölümüne aktif olarak katılmak için bilinçli bir karar verdi" demişti.      Thao'nun avukatları ise, Floyd'un uyuşturucu madde etkisi altına olduğu ve tepkilerinin zayıf olduğunu öne sürmüş, Thao'ya aldığı eğitim sırasında Floyd’a uygulanan gözaltı yönetimin bazı durumlarda uygulanabileceğinin öğretildiğini aktarmıştı. Thao'nun avukatları ayrıca, Thao’nun diğer üç memurun Floyd'un tıbbi ihtiyaçlarının farkında olduğuna inandığını ifade etmiş, "Kalabalık kontrolüyle uğraştığı için kontrolleri kendisi yapmadı. Thao haklı olarak diğer memurların Floyd'u izlediğini varsaydı, çünkü bu onların eğitim ve politika gereği görevleriydi" demişti.      Floyd’un gözaltı sırasında Chauvin, Floyd'un boynuna dizi ile bastırmış, eski polis memurları J. Alexander Kueng ve Thomas Lane bacaklarını tutmuştu. Thao ise bölgedeki kalabalığı engellemişti.      Floyd'un öldürülmesi    Minnesota eyaletinde yer alan Minneapolis kentinde polis memuru Chauvin, 25 Mayıs 2020'de 46 yaşındaki siyahi Floyd’u dolandırıcılık şüphesiyle gözaltına aldığı sırada Floyd'un boynuna dizi ile dakikalarca baskı uygulamıştı. Olay yerindeki görgü tanıkları tarafından kaydedilen görüntülerde Floyd'un "Nefes alamıyorum" diye polislere durmaları için yalvardığı kaydedilmişti. Hastaneye kaldırılan Floyd'un polis şiddeti nedeniyle ölmesi hem ülke gündeminde hem de dünyada protestolara neden olmuştu.    Floyd'un ölümüne neden olmakla suçlanan Chauvin ise olaydan 4 gün sonra gözaltına alınmış ve hakkında açılan 2. ve 3. dereceden cinayet suçlamalarıyla eyalet mahkemesi tarafından 22,5 yıl, federal mahkeme tarafından ise Floyd'un medeni haklarını ihlal etmekten ve cinayetten 21 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Chauvin, iki hapis cezasını da aynı anda yatacak.    Floyd'un medeni haklarını ihlal etmekten federal mahkemede suçlu bulunan Keung ve Lane ise sırasıyla 2,5 ve 3 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Keung ve Lane eyalet düzeyindeki yargılanmalarında ise haklarındaki  "ikinci derece kasıtsız cinayete yardım ve yataklık etme" suçunu kabul etmişti. Keung, 3,5 yıl, Lane ise 3 yıl hapis cezası almıştı.

Maden faciası davasında flaş tahliye kararı! Haber

Maden faciası davasında flaş tahliye kararı!

TTK Amasra Müessese Müdürlüğünce işletilen maden ocağında 14 Ekim 2022 tarihinde -300 kotunda meydana gelen ve 43 madencinin hayatını kaybettiği patlamaya ilişkin 8’i tutuklu toplam 23 sanığın yargılandığı davada 1. celse  tamamlandı. Bartın Adliyesinde oluşturulan özel salonda görülen, 25 Nisan Salı günü başlayan ve 4 gün süren davanın 1. celsesini müşteki ve sanık avukatlarının yanı sıra şehit madenci yakınları da takip etti.    Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Bartın Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede; tutuklu sanıklardan Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan 1050 yıla kadar, "olası kastla yaralama" suçundan da 12 yıla kadar olmak üzere toplamda 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenildi.    Diğer 4'ü tutuklu 19 sanık hakkında ise, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi istenildi. Davanın ilk gününde 195 sayfalık iddianamenin bilirkişi raporunun da içerisinde yer aldığı özeti okundu.    İddianamenin okunmasının ardından tutuklu sanıkların savunmalarına geçildi. 4 gün süren 1. celsede tutuklu sanıklar; Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu, Başmühendis Mehmet Tural, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman, Kartiyelerden Sorumlu Maden Mühendisi Levent Aydın ve Kartiyelerden Sorumlu Maden Mühendisi İbrahim Aydın Mengeç savunmalarını tamamladı.    Tutuklu sanıkların savunmalarını tamamlamalarının ardından Savcı 1. Celse itibarıyla duruşma mütalaasını açıklayarak, tutuklu sanıkların mevcut tutukluluk halinin devamına, müşteki vekillerinin davaya katılma talebinin müşteki beyanlarının alınmasından sonra değerlendirilmesine, Genel Maden İşçileri Sendikasının davaya müdahillik talebinin kabulüne karar verilmesini talep etti. Müşteki avukatları sanıkların tutukluluk hallerinin devamını, sanık avukatlarının da müvekkillerinin beratını talep ettiği davada mahkeme ara kararlarını açıkladı.    Verilen ara kararla tutuklu sanıklardan Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu, Başmühendis Mehmet Tural, Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman, Kartiyelerden Sorumlu Maden Mühendisi Levent Aydın ve Kartiyelerden Sorumlu Maden Mühendisi İbrahim Aydın Mengeç’in tutukluklarının devamına, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca’nın ise yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verildi.    Kararın açıklanması sırasında adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Salih Atmaca baygınlık geçirdi. Bazı Barolar, Meslek Örgütleri ve Derneklerin davaya müdahillik talepleri reddedilirken Genel Maden İşçileri Sendikasının davaya müdahillik talebi kabul edildi. Davanın 2. celsesinde adli kontrol şartı ile salıverilen ve tutuksuz yargılanan 15 sanığın savunmaları ve müşteki yakınlarının beyanları alınacak.  Davanın 2. celsesi 3 Mayıs Çarşamba günü alınmaya başlanacak.

Atiye dizisinin davasında karar    Haber

Atiye dizisinin davasında karar   

Yazar Şengül Boybaş, ‘Dünyanın Uyanışı’ adlı romanından esinlenerek hayata geçirildiği öne sürülen ve başrollerini Beren Saat, Melisa Şenolsun, Metin Akdülger ve Mehmet Günsur’un canlandırdığı Atiye dizisinin ön jeneriğinde fragman, afiş gibi tanıtımlarında eserine ve ismine yer verilmediğini iddia ederek OG Prodüksiyon şirketine dava açmıştı. Söz konusu dava dilekçesinde, “Şengül Boybaş da eserinin mali haklarını, OG Prodüksiyon ve Medya Hizmetleri AŞ.’ye Netflix’te yayımlanacak bir diziye dönüştürülmesi şartıyla devretmiştir. Şengül Boybaş’ın romanının ana karakterinin ismini taşıyan ‘Atiye’ isimli dizinin ilk sezonu da Netflix’te yayımlanmıştır. Ancak yapımcı firma OG Prodüksiyon, ‘Atiye’ adlı dizinin ön jeneriğinde Şengül Boybaş ve eserinin adına yer vermemiştir. Şengül Boybaş ile eserinin adı filmin arka jeneriğinde kullanılmıştır. Şengül Boybaş, dizi ekibinin katıldığı hiçbir organizasyona çağırılmamıştır. Verilen demeçlerde de Boybaş’ın ve eserinin adın anılmamıştır. Boybaş’ın mali ve manevi haklarına yönelik tecavüzün önlenmesini istiyoruz’’ ifadeleri kullanılmıştı. Konuya ilişkin açılan dava karara bağlandı. İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmada tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmada söz alan davacı avukatı, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti. Davalı tarafın avukatı ise davanın reddine karar verilmesini istedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.