Hava Durumu

#Kanser

Lodoshaber.Com - Kanser haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kanser haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İngiltere'de 7 dakikada uygulanan kanser aşısı kullanıma sunuldu! Haber

İngiltere'de 7 dakikada uygulanan kanser aşısı kullanıma sunuldu!

İngiltere'de, tedavi süresini yüzde 75 kısaltarak yaklaşık 7 dakikada uygulanan bir kanser aşısı kullanılmaya başlandı. Hastaların ilaç tedavi süreleri kısalacak İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) tarafından yapılan açıklamada, kısa süren kanser önleyici enjeksiyon sayesinde bazı hastaların ilaç tedavi sürelerinin de dörtte üçe kadar kısalacağı belirtti. "7 dakikalık enjeksiyonu uygulayan dünyadaki ilk sağlık sistemi" Dünyada ilk olma özelliği taşıyan bu uygulamayla ilgili NHS'den yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: 'İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu'nun (MHRA) onaylamasının ardından İngiltere'deki NHS, her yıl yüzlerce hastaya yedi dakikalık enjeksiyonu uygulayan dünyadaki ilk sağlık sistemi olacak.   Şu anda hastalar yaşamı uzatan immünoterapi atezolizumab'ı hastanede ilaç transfüzyonu yoluyla doğrudan damarlarına alıyor. Uygulanması genellikle yaklaşık 30 dakika sürüyor, ancak damara ulaşmanın zor olduğu bazı hastalarda bu süre bir saate kadar çıkabiliyor. Atezolizumab, hastanın kendi bağışıklık sistemini kanserli hücreleri arayıp yok edecek şekilde güçlendiren bir immünoterapi ilacıdır. Tedavi şu anda akciğer, meme, karaciğer ve mesane dahil olmak üzere çeşitli kanser türlerine sahip NHS hastalarına transfüzyon yoluyla sunuluyor.' "Yüzlerce hasta hastanede daha az zaman geçirebilecek" NHS Ulusal Kanser Direktörü Profesör Peter Johnson da konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: 'Bu tedavinin dünyada ilk kez uygulamaya konması, yüzlerce hastanın hastanede daha az zaman geçirebileceği ve NHS kemoterapi ünitelerindeki değerli zamanlarını harcamayacakları anlamına gelecektir.'

Kanser hücrelerini tespit etmek için bakteriler geliştirildi! Haber

Kanser hücrelerini tespit etmek için bakteriler geliştirildi!

Bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip, kolon kanseri gibi ulaşılması zor yerlerdeki kanser hücrelerinin tespit edilmesine (hatta tedavi edilmesine) yardımcı olabilecek yeni bir teknoloji geliştirdi. Genetik mühendislik ile geliştirilen bakterinin laboratuvar deneylerinde başarılı olduğu ancak teknolojinin insanlar üzerinde kullanıma hazır olamadığı belirtildi. ERKEN TEŞHİSTE BÜYÜK İLERLEME SAĞLANABİLİR Güney Avustralyalı araştırmacılar, bağırsak kanserini daha hızlı tespit etmek ve mevcut evde yapılan dışkı testlerinin yerini almak için kullanılabilecek bakteriler tasarladılar. Science dergisinde yayınlanan ilk araştırmaya göre, Acinetobacter baylyi adı verilen mühendislik ürünü bakteri, bağırsak gibi bir bölgede arama yapma ve kanser DNA'sını tespit etme yeteneğine sahip. Güney Avustralya Sağlık ve Tıbbi Araştırma Enstitüsü'ndeki (SAHMRI) araştırmayı yöneten Adelaide Üniversitesi Doçenti Susan Woods, bakterinin bağırsak kanseri taraması için bir kan testi geliştirmede kullanılabileceğini belirtiyor. Dr. Woods, bakterilerin pankreas kanseri gibi genellikle geç tespit edilen ve tespit edilmesi daha zor olan diğer kanserleri teşhis etmek için de kullanılabileceğini umduğunu söyledi: "Şu anda pankreas kanseri birçok insan için gerçekten kötü ve üzücü sonuçları olan önemli bir kanser çünkü gerçekten geç tespit ediliyoe. Eğer erken teşhis edebilirsek bu oyunun kurallarını değiştirebilir." ARAŞTIRMANIN DETAYLARI CATCH ya da hedeflenmiş, CRISPR ile ayrıştırılmış yatay gen aktarımı için hücresel deney olarak adlandırılan bir teknik kullanan bilim insanları laboratuvar deneyleri için Acinetobacter baylyi adlı bir bakteri türünü kullandı. Bu bakteri doğal olarak çevresindeki serbest yüzen DNA'yı alarak kendi genomuna entegre etme ve böylece büyümek için yeni protein üretme yeteneğine sahip. Bilim insanlarının yaptığı şey, A. baylyi bakterisini, insan kanser hücrelerinde bulunan DNA'yı taklit eden uzun DNA dizileri içerecek şekilde tasarlamak oldu. Bu diziler, yakalanan kanser DNA'sına kilitlenen bir fermuarın diğer yarısı gibi bir işlev görüyor. Bilim insanları testleri için kolorektal tümörlerde yaygın olarak bulunan mutasyona uğramış KRAS genine odaklandılar. Eğer mutasyonlu DNA'yı bulan A. baylyi bakterisi bunu genomuna entegre ederse, bağlantılı bir antibiyotik direnç geni de aktive oluyor. Bu sayede kanser hücrelerinin tespiti sağlanıyor. Bilim insanları laboratuvarda kolorektal kanser hücreleri enjekte edilen farelerde tümör DNA'sını tespit etmeyi başarmış olsalar da, bu teknoloji henüz gerçek teşhis için kullanılmaya hazır değil. Ekip, tekniğin verimliliğini artırmak ve diğer tanı testlerine kıyasla nasıl performans gösterdiğini değerlendirmek de dahil olmak üzere sonraki adımlar üzerinde çalışmaya devam ettiklerini söylüyor. Gelecekte bu teknoloji, belirli DNA dizilerinin varlığına bağlı olarak vücudun belirli bölgelerine tedavi uygulayabilen hedefe yönelik biyolojik tedavi için de kullanılabilir.

Tanyeli'ye şaşırtan soru: Mezar yeri baktınız mı? Haber

Tanyeli'ye şaşırtan soru: Mezar yeri baktınız mı?

Danslarıyla bir döneme damga vuran Tanyeli, pankreas kanseriyle mücadele ediyor.  Tedavisine başlanan ve kemoterapi alan Tanyeli, saçlarını da kazıttı. Bu süreçte sevdiklerinin desteğini gören Tanyeli, tedavisine güçlü bir şekilde devam ediyor. Bu süreçte hastanede olan Tanyeli, bazı magazin programlarına konuk olarak durumu hakkında da bilgi veriyor. YouTube kanalında yayınlanan bir magazin programına konuk olan Tanyeli, program sunucusunun "Mezar yeri aldın mı?" sorusu üzerine neye uğradığını şaşırdı. "Ölümden korkmuyorum" Programda evinden bağlanan Tanyeli, sunucunun "Ölümle ilgili bir hazırlık yaptınız mı?" sorusuna "Tabi ki. Hiç ölmeyecekmişiz gibi ama öleceğimizin de farkında olmamız lazım.  Kanserin bu evrede bulunması büyük bir mucize. Annemin kalıtımsal bir rahatsızlığıydı. Annemi de bu hastalıktan kaybettim. Hayat gibi ölüm de bir mucize.  Onu kul hakkı yemeden, insanların hayatını çökerek değil de iyi anılmak lazım. Kimseyi üzdüğümü, kırdığımı düşünmüyorum.  O yüzden de vicdanen rahatım. Ölümden korkmuyorum, sonuna kadar teslimim. Hazırlığın var mı dersen de evet hazırım" cevabını verdi. "Mezar yeri" sorusu şaşırttı Sorularına devam eden sunucu "Mezar yerini aldın mı?" demesi üzerine şaşıran Tanyeli, "Dünyalık bir hazırlığım yok. Anneciğimin koynunda olabilirim. Allah ne yazdıysa o" şeklinde konuştu.

Putin kanser mi oldu?: Boğazındaki iz dikkat çekiyor Haber

Putin kanser mi oldu?: Boğazındaki iz dikkat çekiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kanser olduğu iddiası son zamanlarda dünya basınında sıklıkla yer almaya başlarken, Rusya liderinin son görüntüsü iddiaları tekrar gündeme getirdi. Ortodoks Paskalya töreni için Moskova'daki törene katılan Putin'in boynundaki iz, Putin'in tiroit kanseri nedeniyle bıçak altına yattığı yönünde yorumlandı. Rusya-Ukrayna savaşı bir yılı aşkın bir süredir devam ederken, Rusya lideri Putin'in sağlık durumuyla ilgili spekülasyonlar da devam ediyor. Moskova'da Ortodoks Paskalya'sı için bir katefeade düzenlenen törene katılan Putin, elinde bir mum ile verdiği poz ile dikkatleri tekrar üzerine çekti. Bu görüntü yakından incelendiğinde Putin'in boynunda "Z" harfine benzer bir yara izi görülüyor.  ABD istihbarat raporlarındaki sızıntılar sonrası Putin'in kanser  tedavisi gördüğü iddiasının ardından gelen bu görüntü, dünya basınında ilgi çekti. Geçtiğimiz günlerde bir basın kuruluşunun yaptığı araştırmada; tiroit kanseri konusunda uzman olan bir doktorun sık sık Putin ile bir araya geldiği iddia edilmişti. Belgelerde, Cerrah Yevgeny Selivanov'un 166 gün içerisinde 35 kez Moskova'daki hastaneye gittiği bilgisi yer alıyor. Ukrayna medyası da bu görüntüler ilgili haberler yaparken Putin'in yara izi; Ukrayna'nın işgalinde kullanılan zırhlı araçlarda yer alan "Z" sembolüne benzetildi. Buna benzer bir iz ilk olarak 2020 yılının Aralık ayında fark edilmişti. Konuya ilişkin DailyMail'e değerlendirme yapan plastik cerrahı Amjad Al Yousef, teorik olarak bu tarz bir yaranın; entübe edilen hastalarda görülebileceğini söyledi.  Youssef, bunun bir yara olmama ihtimalinin de olduğunu, yaşlı insanların derilerinde benzer deformasyonlar oluşabileceğini de sözlerine ekledi.  Putin'in yüzünde plastik cerrahi uygulaması olabileceğini söyleyen Youssef, boynunda böyle bir görüntü olmadığını da söyledi.

Tütün ve alkol kanseri tetikliyor Haber

Tütün ve alkol kanseri tetikliyor

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü Öğretim Elemanı Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Uçar, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda SCÜ Kanser Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezinde (KANAM) Yönetim Kurulu Üyesi olan Dr. Öğr. Üyesi Uçar, yaptığı açıklamada kanser hastalığının alın yazısı olmadığını ve önlenebilir olduğunu söyleyerek, “Vücudumuzda hasar gören hücreler değişirken kendini kopyalayıp yenisini oluşturuyor ve bu kontrol altında tutuluyor. Bu hücre çoğalması kontrolden çıktığı zaman kontrolsüz büyüyen kitle haline gelebiliyor. Bu kitle büyüyerek vücutta istilacı bir hastalık haline geliyor.  Kanser tek bir hastalık değildir, tek bir tedavi yöntemi yoktur. Herkeste aynı şekilde seyretmez. Kanser hastalığı alın yazısı değildir, önlenebilir. Hastalığa yakalandığımızda korkmamalıyız. Kanser tedavi edilebilir bir hastalıktır. Erken tanıda tarama yöntemleri çok önemlidir. Sağlık Bakanlığı, kanser tarama, aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde ücretsiz taramalar yapılmaktadır. Taramalardan korkmamak gerekiyor. Kanser hastalığından değil, geç kalmaktan korkalım” şeklinde konuştu.      “Ulusalar arası 3 kongre düzenledik”    KANAM’da yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Uçar, toplumu kanser hakkında bilgilendirdiklerini ifade ederek, “Kanser hastalığı konusunda çalışan tüm bilim dallarını bir araya toplayarak hastalık hakkında ortak çalışmalar yapıyoruz. Toplumu kanser konusunda bilgilendiriyoruz. 3 tane uluslararası kongre düzenledik, birçok klinik çalışmaya imza attık. Yeni ilaç çalışmaları ve düzenli olarak sosyal medyada kanser hastalığı ile ilgili söyleşiler yaparak toplumda farkındalık oluşturma hususunda çalışmalar yürütüyoruz” dedi.      “Her ay düzenli olarak meme taraması yapıyordum”    Kanser hastalığını yenen Fatma Haspolat hastalığı fark etme ve tedavi süreci hakkında bilgi vererek, “Tanı konulmadan önce her ay ben kendim düzenli olarak meme taraması yapıyordum. Bu şekilde fark ettim. Fark ettikten sonra hemen Genel Cerrahiye giderek muayene oldum. Hızlı bir biçimde tetkikler yapıldı. Bir hafta içinde tanı konuldu. Ameliyat oldum. Ameliyattan sonra Onkolojiye sevk edildim. 4 kürden oluşan bir kemoterapi ve sonrasında da radyoterapi gördüm. Şu anda 7. yılımdayım. Tanı konulmadan önceki halimden çok daha iyi hissediyorum. Tedavi sürecimde başta doktorlarımız olmak üzere emeği geçen tüm sağlık çalışanlarına çok teşekkür ediyorum.” İfadelerini kullandı.

Bursa'da Ördekli Kültür Merkezi’nde ‘kanser’ anlatıldı    Haber

Bursa'da Ördekli Kültür Merkezi’nde ‘kanser’ anlatıldı   

Kanserde erken teşhis ve taramaların önemine dikkat çekmek, kanserle mücadele konusunda farkındalığın artmasını sağlamak hedefiyle her yıl Nisan ayının ilk haftası kutlanan Ulusal Kanser Haftası etkinliklerine Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programla start verildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Halide Serpil Şahin, Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi, Yavuzyılmaz, Sağlık Müdürlüğü yöneticileri, sivil toplum kuruluşları ve sağlık personelleri katıldı.    “Erken teşhis hayat kurtarır” sloganına inandığını ifade eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Halide Serpil Şahin, “Sağlık Müdürlüğümüzün, Sağlık Bakanlığı öncülüğünde yaptığı bu çalışmaları takdirle karşılıyoruz. Toplumun şuurlandırılması adına yapılan bu tarz programların ve kamu spotlarının akılda kalıcı etki bıraktığına inanıyorum. Özellikle covid döneminden sonra Bakanlığımızın ve Müdürlüğümüzün yapmaya başladığı bu yayınlar dikkatle izlenmeye başlandı. Vatandaşlarımızın, hepimizin birer adayı olduğu kanseri, sizlerin bu şuurlandırma çalışmaları ile aşacaklarına inanıyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.    Kanserin artık insan hayatının bir gerçeği olduğunu belirterek, sözlerine başlayan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz ise, “Kanser, son dönemlerde daha da artmış, artık her birimizin eşinin, bir akrabasının, komşusunun, yakınının karşılaştığı bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Bu süreç istatistiklere de yansımış olup, maalesef kanser; kalp-damar hastalıklarından sonra en çok ölüm sebebi olan hastalıklarda ikinci sırayı almış bulunmaktadır. Hayatı boyunca her altı kişiden biri, kansere maalesef yakalanmaktadır. Her on kişiden biri ise kanser sebebiyle hayatını kaybetmektedir. O yüzden kanserle mücadelenin önemi bir kat daha ortaya çıkmış bulunmaktadır” şeklinde konuştu.    Kanserde genetik faktörlerin yanı sıra çevre ile alakalı faktörlerin de etkisinin olduğunu vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Genetikten gelen süreci değiştiremeyeceğimiz ortada. Fakat çevre ile alakalı faktörleri değiştirebilir durumdayız.  Çevre ile alakalı faktörlerin de kanser üzerindeki etkisinin çok yoğun olduğunu artık biliyoruz. Radyasyon ışınları, sağlıksız beslenme, obezite gibi birçok etmen var. Sağlıklı beslenme, obezite, hareketli hayat gibi çok basit şekilde hayatımıza entegre edebileceğimiz hayat tarzı değişiklikleri kanserden korunmamızda bize ciddi yarar sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.    KETEM’lerde ücretsiz kanser taramaları yapılıyor    Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezlerinde (KETEM) ücretsiz tarama faaliyetlerinin yürütüldüğünü hatırlatan Dr. Yavuzyılmaz, “Merkezlerimizde; 40 ve 69 yaş arası kadınlarda iki yılda bir mamografide meme kanseri taramalarını yapıyoruz. Yine 30-65 arası kadınlarda beş yılda bir smear alımı yöntemiyle rahim ağzı kanseri taraması gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında 50 yaş üzeri erkek ve kadınlarda ise gaitada gizli kan testi ile kolon kanseri taraması yapılmaktadır. Bu taramalarımız tamamen ücretsizdir. Merkezlerimizde hiçbir şikayet olmadan yapılan bu taramalar neticesinde ilimizde son bir yılda 108 kişide meme kanseri tespit edilmiştir. Yine son bir yılda yapılan taramalarda 4 kişide kolon kanseri, 29 kişide de rahim ağzı kanseri tespit edilmiştir. Her dokunduğumuz hayat bizim için kıymetli. O yüzden bu taramalara daha fazla ehemmiyet verelim. Kanserden geç kalmaktan korkalım. Geç kaldıkça tedavi sürecinin başarısı da maalesef o oranda azalıyor. Ne kadar erken yakalayabilirsek, süreci o kadar erken yönetme şansımız oluyor” diye konuştu.    Program, İl Sağlık Müdürlüğü Çocuk, Ergen, Kadın ve Üreme Sağlığı Birimi Tabibi Dr. Seda Alasağ’ın ‘Bursa İli Kanser Çalışmaları’ sunumu ve Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Asan’ın ‘Onkovirüsler’ konulu sunumu ile devam etti. Bursa Büyükşehir Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu’nun konseriyle devam eden program sonunda katılımcı konuşmacılara çiçek takdim edildi.

Kanser, Türkiye'de en sık ikinci ölüm sebebi Haber

Kanser, Türkiye'de en sık ikinci ölüm sebebi

İstanbul Aile Hekimliği Derneği Bilim Komisyonu Üyesi Dr. Ziya Köseoğlu, kansere bağlı ölümlerin tüm dünyada meydana gelen ölümlerin en sık ikinci nedeni olduğunu belirterek, “Dünya geleninde her 6 kişiden biri kanser nedeniyle hayatını kaybederken; Türkiye’de her 5 kişiden birinin kanser nedeniyle vefat ettiği bildirilmiştir. Türkiye’de kansere bağlı ölümlerin daha sık olmasında; tütün kullanımının ve obezitenin diğer ülkelere oranla ülkemizde daha yaygın olması suçlanmaktadır. Sağlıklı bir beslenme ve kansere neden olacak risk faktörlerinden uzaklaşmakla toplumda neredeyse yüzde 50 oranında kanser vakalarının azaltılabileceği bilinmektedir” dedi. Özellikle sigara ve tütün kullanımı, fazla kilolu olmak, fiziksel hareketin az olması, sebze ve meyveden fakir beslenme, aşırı alkol kullanımı ve hava kirliliği kanser hastalıkları için en önemli risk faktörleri olduğuna dikkat çeken Köseoğlu, “Tütün kullanımı tek başına kansere bağlı ölümlerin yüzde 22’sini oluşturmaktadır. Bu bağımlılıktan tek başına kurtulamayan bireyler için hastanelerin ‘’Sigara Bıraktırma Poliklinikleri’’ hizmet vermekte ve buralardan randevu alınabilmektedir. Doktor ile uyumlu bir birliktelikte, hastaların yaklaşık yarısından fazlası sigarayı bırakabilmektedir. Obez bireylerin kilo vermesi, her gün en azından 30-40 dakika postacı yürüyüşü hızında egzersiz yapmak, mevsime uygun taze sebze-meyve ağırlıklı besinlerin tüketilmesi, plastiğin kullanımının azaltılması, yoğun güneş ışığından korunmak ve aşırı alkol alımından kaçınmak da kanser riskini önlemede oldukça faydalıdır. Özellikle son 6 ay içerisinde diyet ve egzersiz yapılmadan kendiliğinde 10 kilo ve üzeri kaybeden bireyler, haftalarca sürebilen yüksek ateşi olanlar, her zamankinden fazla halsizliği ve yorgunluğu bulunanlar ve vücutta giderek büyüyen yeni şişliklerin görülmesinin kanser açısından şüpheli durumlar olduğunu, böyle durumlarda uygun doktora randevu alıp muayene olmalı. Erken tanının olası kanser türlerini henüz hastalık çok yayılmadan tespit edip, uygun tedavi yöntemiyle hastaları muhtemel ölüm ve sakat kalma sonuçlarından korumakta. Sağlık Bakanlığı, Ulusal Kanser Kontrol Koruma Programı ile bazı kanser türlerinin erken tanısı için ücretsiz uygulamalar geliştirmiştir. Her ilde bulunan Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) ile meme, rahim ağzı ve kalın bağırsak kanserleri taranması ücretsiz yapılmaktadır. Ayrıca Aile Sağlığı Merkezleri’nde de yeterli malzeme olduğunda rahim ağzı ve kalın bağırsak kanserleri taranabilmekte ve şüpheli durumlarda uygun branş uzmanına yönlendirilebilmektedir. Meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılmalı, 2 yılda bir mamografi çekilmelidir. Rahim ağzı kanseri taraması; 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi ile yapılmalıdır. Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) yapılmalı, 10 yılda bir de kolonoskopi önerilmektedir” dedi.

Bursa İl Sağlık Müdürü Yavuzyılmaz: Taramalarınızı düzenli yaptırın Haber

Bursa İl Sağlık Müdürü Yavuzyılmaz: Taramalarınızı düzenli yaptırın

Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Dünya Kanser Günü çerçevesinde açıklamalarda bulundu. Erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse birçok kanserin iyileşme ihtimalinin de yüksek olduğunu vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte birinin önlenebildiğinin altını çizdi. Kanser ile en önemli mücadelenin farkındalık ile sağlanabileceğini ifade eden Dr. Yavuzyılmaz, kanserin başlıca nedenleri arasında, tütün kullanımı, yüksek beden kütle indeksi (fazla kilolu ya da şişman/obez olma), meyve ve sebzeden fakir beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol tüketimi gibi başlıca beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklandığını söyledi. Çevre ile alakalı etkenlerin kanser oluşumunda yüksek etkili olduğu bilgisini veren Dr. Yavuzyılmaz, “Kanser oluşumunda etkisi olan kötü beslenme, sedanter yaşam, tütün ve alkol kullanımı ile güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalma gibi çevre ile alakalı etkenlerin kontrol altına alınması kanser görülme sıklığını azaltacaktır” dedi. En az kanserden korunma kadar önemli olan bir diğer kavramın erken teşhis olduğunu vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Toplumdaki alışılagelmiş kanaatin tersine erken teşhis edildiği takdirde kanser bütünüyle tedavi edilebilir bir hastalıktır. Birkaç istisna dışında hemen hemen bütün kanser türlerinde hastalığın erken dönemde teşhis edilmesi yarar sağlamaktadır. Kanserde asıl sorun hastalığın geç tanımlanmasıdır. İşte bu dönemde tedavi zor, pahalı ve göreceli olarak da başarısızdır. Günümüzde tanı yöntemlerindeki gelişmelerin artması birçok kanser türünün daha erken evredeyken yakalanmasına fırsat tanımaktadır” diye konuştu. “Erken Teşhis Hayat Kurtarır” Ülke genelinde kanser taramalarının birinci basamak, 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarında ve mobil tarama araçları vasıtası ile yürütüldüğünü belirten Dr. Yavuzyılmaz, “Ülkemizde yürütülen Ulusal Kanser Tarama programımızda; meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılmakta, iki yılda bir mamografi çekilmektedir. Rahim ağzı kanseri taraması; 30- 65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA ve Pap-Smear Testi ile yapılmaktadır. Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere iki yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) yapılmakta, on yılda bir de kolonoskopi önerilmektedir. Tarama sonrasında pozitif ya da şüpheli bulunan kişiler ikinci, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirilmekte ve ileri tetkikler yapılmaktadır. Teşhis ve tedavi hizmetleri ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından yapılmaktadır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.