Hava Durumu

#Hapis

Lodoshaber.Com - Hapis haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hapis haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Bozdağ açıkladı... Fahiş kira artışına hapis geliyor! Haber

Bakan Bozdağ açıkladı... Fahiş kira artışına hapis geliyor!

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, NTV canlı yayınında Gökhan Gerçek'in sorularını yanıtladı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde seçimlerin nasıl yapılacağının ve "kaydını aldırmayan seçmenlerin yerine mükerrer oy kullandırılacağı" iddiasının sorulması üzerine Bozdağ, bazı vatandaşların kaydını başka illere aldırdığını hatırlattı. Deprem bölgesindeki vatandaşların seçime katılımlarının ve oy kullanmalarıyla ilgili Seçim Kanunu'nun gerekli düzenlemeyi taşıdığını aktaran Bakan Bozdağ, herkesin oy kullanmasına imkan veren yasal altyapının var olduğuna işaret etti. "Katılımda bir problem olmayacaktır, isteyen gidip oyunu gönül rahatlığıyla kullanabilecektir." diyen Adalet Bakanı Bozdağ, Yüksek Seçim Kurulunca (YSK) oy kullanmayı kolaylaştırıcı her tedbirin alındığını ve her adımın atıldığını söyledi. Bakan Bozdağ, "Türkiye'de kimse kimsenin yerine oy kullanamaz. Bir kişi, oyunu kullanmışsa şimdi sisteme otomatik girdiği için o kapanıyor oyunu kullandıktan sonra. O kişinin gidip başka yerde veya onun yerine başka birinin gelip oy kullanması mümkün değil. Çünkü sistem diyor ki 'Oyunu kullandı bu.'" diye konuştu. Türkiye'de seçimlerin en güvenli şekilde yapıldığını kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti: "Türkiye'nin seçimleri dünyanın en güvenilir seçimleridir, 'number one'dır. Sebebi şu; YSK seçimin sadece organizasyonunu yapıyor. Yani nerede sandık kurulacak, kim aday olacak, onlara bakıyor. Herhangi bir usulsüzlük, şikayet, itiraz olduğu zaman bunlara ilişkin şikayetleri kesin olarak karara bağlıyor ki sistem işlesin. Esasında bizim sistemde seçimi partiler yapıyor, YSK da o partilerin seçim yapacağı organizasyonu hazırlıyor, fiilen partiler yapıyor." Sandık kurullarında siyasi partilerin temsilcisinin bulunduğunu aktaran Bozdağ, her işlemin bu temsilcilerin gözü önünde yapıldığını belirtti. Bekir Bozdağ, Türkiye'de kimsenin seçime gölge düşüremeyeceğini ifade etti. KILIÇDAROĞLU'NUN ''ALEVİYİM'' SÖZÜ Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun paylaştığı Alevi videosuna ilişkin soruya yönelik Bozdağ, insanların kimliklerini söylemesinin şeref ve onur olduğunu dile getirdi. "AK Parti'den önce insanlar göğsünü gere gere 'Ben Aleviyim' diyebiliyor muydu?" sorusunu yönelten Bozdağ, "Alevi çalıştaylarını biz yaptık. Dersim'e ilişkin devlet olarak özrü biz diledik. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha bir açıklaması yoktur." dedi. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığını kurduklarını hatırlatan Bozdağ, Alevi klasiklerini tercüme ettiklerini, çok sayıda üniversitede araştırma merkezleri kurduklarını anlattı. ''YANLIŞ YAPMIŞTIR SAYIN KILIÇDAROĞLU" Bozdağ, Alevilerin Türkiye'nin saygın insanları olduğuna dair en somut adımları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki AK Parti'nin attığını belirterek, şunları söyledi: "Seçime giderken herhangi bir tartışma yok, herhangi bir şey yok. Kimse kimsenin etnik kökenine, nasıl inandığına, nasıl yaşadığına bakmıyor. 'Düğün değil, bayram değil' hesabı birden kalkıp böyle değerlendirme yapılınca herkes soruyor, ne yapıyor? Siyaseten de olsa burada ülkenin içerisinde seçime giderken bu tür değerlendirmeler doğru değerlendirme değil. Milletin etnik kökeni, inançları üzerinden değerlendirme yapmayı biz doğru görmedik, doğru da görmeyiz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu yaklaşımını da işin doğrusu ben tasvip etmedim. Kim Kılıçdaroğlu'na bu yönde bir şey dedi? Sayın Cumhurbaşkanımız seçim takvimi ilan edildiği günden beri böyle bir şey mi dedi? İYİ Partiden diyenler oldu, kendi CHP içinden diyenler oldu. Onlara dönük demesi lazım. 'Böyle bir şey yok Türkiye'nin gündeminde, siz niye taşıyorsunuz?' Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin gündeminde olmayan, kimsenin de aklında olmayan bir şeyi aldı gündeme taşıdı, koydu. Bu doğru bir şey değil. Ben bu tür siyasetin toplumda inançlar arası, renkler, diller arası ayrımcılığa, ayrıştırmaya yol verecek bir dil kullanmasını fevkalade sakıncalı buluyorum. Gerekçesi ne olursa olsun doğru bir değerlendirme olmamıştır. Yanlış yapmıştır Sayın Kılıçdaroğlu, umarım tekrar etmez." "BUNLARIN HUKUK DEVLETİ ANLAYIŞLARI LAFTAN ÖTE GİTMEYEN BİR ANLAYIŞTIR" Kemal Kılıçdaroğlu'nun, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ve Osman Kavala'nın serbest bırakılacağını söylediğinin belirtilmesi üzerine Bozdağ, yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu vurguladı. CHP'nin ve diğer muhalefet partilerin TBMM'deki grup toplantılarının mahkeme salonlarına döndüğünü ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu: "Sayın Kılıçdaroğlu, hatta diğer liderler de aynısını yapıyor. 'Biz gelince adil davranacağız, savcılar harekete geçecek, şunları, bunları serbest bırakacağız.' Hani Türkiye hukuk devletiydi? Hukuk devletinde siyasetçi kimi serbest bırakabilir? Böyle bir yetkisi var mı? Yok. Hani yargı bağımsızdı? Şimdiden müdahale ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu'na soruyorum, siz hakim misiniz? Siz Yargıtay mısınız? Danıştay mısınız? Anayasa Mahkemesi misiniz? Yoksa yargı gereği yapan biri misiniz? Siz nasıl, kimi serbest bırakacaksınız? 'Geldiğimiz günün ertesi günü şu çıkacak, bu çıkacak.' Bunların açıklamasını yapıyor. O zaman de ki 'Başka bir şey yapacağız biz.' Onu söyleyemiyor yüreklice, oradan başka şey söylüyor. Bu hukuk devletine inanmadıklarını, iktidar imkanları olursa hukuku nasıl ayaklar altında alıp çiğneyeceklerini, yargıya nasıl müdahale edeceklerini şimdiden ilan etmelerinden başka hiçbir anlam taşımıyor. Onun için bunların hukuk devleti anlayışları da laftan öte gitmeyen bir anlayıştır." KİRAYA ARTIŞ SINIRI UZAYACAK MI? Kira artışlarına yüzde 25 sınırı getiren düzenlemenin uzatılıp uzatılmayacağı ve fahiş kira artışları konusunda çalışma yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Bakan Bozdağ, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un bu konuda açıklama yaptığını hatırlattı. Adalet Bakanlığı olarak bu konuda hazırlık yaptıklarını bildiren Bozdağ, şunları kaydetti: "Bu süre bir defa uzatılacak. Bir yaptırım getirme durumu söz konusu. Şimdi burada bir yandan sürenin uzatılması, bir yandan da fahiş kira artışlarına yani haklı bir neden olmadan, piyasa koşullarına aykırı bir biçimde sırf haksız kazanç elde etmek maksadıyla buna girişiyorsa bunu kanun bir yaptırıma bağlayabilir. Bu yasal düzenleme. Fiyatları etkileme maddesi var, Türk Ceza Kanunu'nun 237'nci maddesi. Biz orada 237/A diye bir yeni madde ihdas ederek, burada bu gibi konular, sadece kirada değil bunun içinde başka özellikle tüketim maddeleriyle ilgili de bazı değerlendirmelerimiz var. FAHİŞ KİRA ARTIŞINA HAPİS CEZASI YOLDA Dünya örneklerini de biz inceleyerek, Türkiye'ye de bakarak, piyasada, girdilerde hiçbir artış olmadığı halde, maliyette hiçbir artış olmadığı halde yani makul olanın, piyasanın o günkü cereyan eden cari şartlarının dışında ve üstünde fahiş bir artış yaptığı takdirde sadece yasak değil, aynı zamanda bunun bir yaptırıma bağlanması son derece önemli. Biz 3 alternatif hazırladık. Hapis cezası olabilir, adli para cezası olabilir, idari para cezası öngörülebilir. İdari para cezası olursa kabahat olur, o ayrı bir kanunda düzenlenmesi gerekir ama diğerleri Türk Ceza Kanunu'nda. Şimdi bizim öngörümüz Türk Ceza Kanunu'nda bu alanda bir değişikliğin yapılması yönündedir." AK Parti'nin Seçim Beyannamesi'nde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili maddeler hatırlatılarak, "Sistem nasıl restore edilecek?" sorusu üzerine Bozdağ, yeni dönemde bazı değişiklikler yapılabileceğini dile getirdi. Bekir Bozdağ, "Sistemin topyekun değişmesi değil. Bu sistem, Türkiye'nin hayrına, yararına bir sistem. Biz bu sistemin milletin faydasına daha iyi işlemesi için gördüğümüz tecrübeden sonra bazı ilaveler ve bazı değişiklikler yapmak istiyoruz. Sistemin özünde değil. Uygulamaya dair bazı şeylerin değişmesidir bu." dedi.

Haber

"Tosuncuk" ve ağabeyi için 2 yıl 6 ay hapis kararı

Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanıklar Mehmet Aydın ve Fatih Aydın katılmazken, müşteki Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) avukatı ile sanık Mehmet Aydın'ın avukatı salonda hazır bulundu.    Bir önceki celsede mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcı mütalaasını tekrar ederek “5411 sayılı Bankacılık Kanununa Aykırılık” suçundan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.    “Banka olduğunu düşündürecek hiçbir işlem ve eylemi yoktur”    Mütalaaya karşı savunma yapan sanık avukatı Mehmet Keske, “Bankayı çağrıştıracak hiçbir ibare hiçbir zaman kullanılmamıştı. Müvekkilim kendisine para yatıran kişilerle yapmış olduğu sözleşmelerde hiçbir zaman banka olmadığını yazılı olarak beyan etmiş ve karşılıklı olarak imzalamışlardır. Banka olduğunu düşündürecek hiçbir işlem ve eylemi yoktur. Bütün faaliyetleri üretime yöneliktir, müvekkil hiçbir zaman banka faaliyeti yapmamıştır. Müvekkilin beraatına karar verilmesini talep ederiz” dedi.    Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Mehmet ve Fatih Aydın’ı 2 yıl 6 ay hapis cezasına hükmederek 10 bin TL adli para cezası verdi.    İddianameden    Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan İddianamede sanıkların, şirketlerinin reklam ve ürünlerinde ilgili kurumlardan izin almadan 'Bank' ifadesini kullandıkları gerekçesiyle, '5411 Sayılı Bankacılık Kanununa Aykırılık' suçundan ayrı ayrı 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.

11 öğrenciyi taciz etmişti: O okul müdürüne 24 yıl hapis! Haber

11 öğrenciyi taciz etmişti: O okul müdürüne 24 yıl hapis!

Eskişehir’in Alpu ilçesinde 11 kız öğrenciyi taciz ettiği ve cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan Ortaokul Müdürü Mustafa K. 24 yıl 2 ay 16 gün hapis cezası aldı.   Eskişehir’in Alpu ilçesinde Alpu Ortaokulu ve Alpu Ertuğrulgazi İmam Hatip Ortaokulu’nda müdürlük görevini yürüten Mustafa K. hakkında, kız öğrencileri sözlü ve elle taciz ettiğine yönelik iddialar üzerine Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Şubat ayında soruşturma başlatılmıştı. 10 ayrı kız öğrenciye yönelik tacizde bulunduğu iddia edilen şüpheli Mustafa K. şikâyetler üzerine gözaltına alınmıştı. Okul müdürü Mustafa K. çıkarıldığı Beylikova Sulh Ceza Mahkemesince ‘çocuğa karşı cinsel taciz’ ve ‘cinsel istismar’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameyle şüpheli hakkında ‘çocuğun cinsel istismarı’, ‘çocuğa karşı cinsel taciz’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçlamalarıyla kamu davası açılmıştı.    Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar celsesinde tutuklu sanık Mustafa K. duruşma salonunda hazır edildi. Duruşmaya taraf avukatları katıldı. İddia makamı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Sanık avukatının mütalaaya karşı beyanda bulunmasının ardından sanığa söz hakkı verildi.      “Tüm öğrencilerimi kendi evlatlarım gibi gördüm”    Mütalaaya karşı beyanda bulunan ve karardan önce son sözlerini söyleyen sanık Mustafa K., “Mütalaayı kabul etmiyorum. Ben uzun süre öğretmenlik ve idarecilik yaptım. 2 çocuk sahibiyim. Okuldaki tüm öğrencilerimi kendi evlatlarım gibi gördüm. Hiçbir mağdura karşı iddia edilen eylemleri işlemedim. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum” dedi.      4 çocuğa karşı taciz ve istismar suçlarından 24 yıl 2 ay 16 gün hapis    Mahkeme heyeti, sanık Mustafa K.’yı 4 mağdur çocuğa karşı ‘çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘cinsel taciz’ suçlarından 24 yıl 2 ay 16 gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Okul Müdürü Mustafa K.’nin diğer çocuklara karşı işlediği iddia edilen ‘cinsel istismar’, ‘cinsel taciz’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarının işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın beraatine hükmetti. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Bursa'daki bombalı saldırıyla ilgili faillere ceza yağdı! Haber

Bursa'daki bombalı saldırıyla ilgili faillere ceza yağdı!

Bursa'da geçtiğimiz yıl 1 infaz koruma memurunun şehit olduğu, 23 kişinin de yaralandığı cezaevi servisine düzenlenen bombalı saldırının 4 failinin 913'er yıl hapis cezası ile yargılanmasına karar verildi.      Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz yıl nisan ayında Bursa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumuna giden infaz koruma memurlarını taşıyan otobüsün geçişi sırasında aydınlatma direğine bırakılan EYP'nin uzaktan patlatıldığı terör saldırısına ilişkin soruşturma tamamlandı.    Cumhuriyet Başsavcılığınca "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma", "tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bombalama suretiyle tasarlayarak öldürme ve öldürmeye teşebbüs", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme", "kamu malına zarar verme", "mala zarar verme" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından sanıklar Seda Baykan, Dilek Arsu, Mehmet Mustafa Uzkar ve Cebrail Gündoğdu için 913'er yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.    İddianamede, patlamadan hemen sonra ivedilikle saldırıyı gerçekleştiren şahısların tespiti amacıyla yoğun bir araştırmaya başlandığı, özellikle çevrede bulunan kamera görüntülerinin incelendiği ve sosyal medya üzerinden patlamaya ilişkin araştırmalar yapıldığı aktarılarak, "Patlamayı Devrimci Karargah, DKP/BÖG, MKP, MLKP, MLSPB, TİKB, TKEP-L, TKP/ML ve PKK/KCK/YPG" silahlı terör örgütlerinin birlikte oluşturduğu HBDH terör örgütünün üstlendiği kaydedildi.    Yapılan araştırmalarda, öncelikle el yapımı patlayıcının konulduğu aydınlatma direğini gösteren görüntülere ulaşılmaya çalışıldığı kaydedilen iddianamede, şu ifadeler yer aldı:    "Bu çerçevede yapılan araştırmalarda, olaydan bir gün önce akşam saatlerinde EYP'nin konulduğu aydınlatma direğinin yakınında dolaşan bir kadın şahsın belirlendiği, İl Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce söz konusu şahsın, hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle başka bir soruşturmada yakalama kararı bulunan Seda Baykan olduğu belirlendi. Bunun üzerine şüphelinin olay tarihinden önce ve sonra yapmış olduğu hareketlerin takibi için hemen hemen şehirdeki tüm güvenlik kamerası görüntüleri incelendi ve şüpheliyle hareket eden, yine hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yakalama kararı bulunan Dilek Arsu'ya ulaşıldı."        İddianamede, şüphelilerin patlamadan 10 ay önce Bursa'ya geldiklerinin tespit edildiği vurgulanarak, "Zanlıların eylem yapmak amacıyla keşif faaliyetlerinde bulundukları, Gülbahçe Mahallesi'nde bulunan bir evi kiraladıkları ve burada kalmaya başladıkları belirlendi. Şüphelilerden Dilek Arsu'nun kendisini Rüya, Seda Baykan'ın ise Aysun olarak tanıttığı tespit edildi." ifadesi kullanıldı.    Zanlıların her hareketi belirlendi     Saldırının gerçekleştiği 20 Nisan'da ise Seda Baykan'ın çeşitli aktarmalar yaparak saat 07.41 sıralarında patlamanın gerçekleştiği yerin karşı tarafına ulaştığı, burada beklemeye başladığı, ceza infaz kurumuna ait servis aracının geçişi sırasında uzaktan kumandalı düzenekle EYP'yi infilak ettirdiği bilgisi verilen iddianamede, sanığın daha sonra olay yerinden hızla uzaklaşarak kendisine yönelik takibi zorlaştırmak amacıyla çok sayıda toplu taşıma aracı kullandığı ifade edildi.    Saklandıkları evlerde sanıklara ait biyolojik örnekler   İddianamede, haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar Seda Baykan ve Dilek Arsu'nun İzmir'in Dikili ilçesinde eylem hazırlığı içerisinde bulundukları ve hücre evinde saklandıkları yönünde bilgiler edinilerek Mehmet Mustafa Uzkar ile yakalandıkları aktarıldı.   Sanıklar Seda Baykan ve Dilek Arsu'nun yakalandıktan sonra susma hakkını kullandığı, Uzkar'ın ise savunma yaptığı bilgisine yer verilen iddianamede, Cebrail Gündoğdu'nun da Menemen ilçesinde yakalandığı ve saklandıkları evlerde sanıklara ait biyolojik örneklere rastlandığı, bomba yapımına yönelik dijital materyaller ele geçirildiği kaydedildi. İddianamede, şüpheliler Seda Baykan ve Dilek Arsu'nın saldırı için keşif yaptıkları sırada Mehmet Mustafa Uzkar ve Cebrail Gündoğdu'nun Balıkesir'in Edremit ilçesindeki hücre evinde patlamaya neden olan el yapımı patlayıcıyı hazırladıkları, saldırıdan sonra izlerini kaybettirdiklerini düşünen sanıkların başka eylem arayışına girdikleri ve İzmir'de eylem yapmaya karar verdikleri anlatıldı.

İran'da Rafsancani'nin kızına 52 ay hapis! Haber

İran'da Rafsancani'nin kızına 52 ay hapis!

İran'da Mahsa Amini'nin ölümünün ardından başlayan protestolarda "göstericileri kışkırttığı ve tahrik ettiği" gerekçesiyle 27 Eylül tarihinde gözaltına alınan ve 11 Ekim tarihinde ise "rejim karşıtı faaliyet yürütmek" ve "kamu düzenini bozmak" suçlamalarıyla geçici olarak tutuklanan eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin kızı Faize Haşimi'nin cezası kesinleşti. Haşimi'nin rejim aleyhinde propaganda yapmaktan 15 ay ve kutsal değerlere hakaret etme suçundan 37 ay olmak üzere toplam 52 ay hapis cezasına çarptırıldığı bildirildi.    İran Yargı Erki Sözcüsü Mesud Setayeşi başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında Faize Haşimi’nin dava dosyasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Söz konusu şahıs rejim aleyhine propaganda yapmak ve kutsal değerlere hakaret etme suçlarından iki ayrı davada hüküm giydi. Sanık ilk davada 15 ay, ikinci davada ise 37 ay hapis cezasına çarptırıldı. Şu anda da ilk cezasını çekiyor. Genel olarak Tahran eyaletindeki son protestolarda tutuklananların yüzde 98,5’i şu ana kadar serbest bırakıldı ve bu oranın ülke genelinde de aynı olduğu görünüyor” ifadelerini kullandı.    MAHSA AMİNİ PROTESTOLARI Rafsancani'nin kızı Faize Haşimi, Mahsa Amini'nin ölümü sonrasında başlayan protestolarda "göstericileri kışkırttığı ve tahrik ettiği" gerekçesiyle 27 Eylül'de gözaltına alınmıştı. 11 Ekim tarihinde ise İran Yargı Erki Kurumu Sözcüsü Mesud Setayeşi, Faize Haşimi'nin "rejim karşıtı faaliyet yürütmek" ve "kamu düzenini bozmak" suçlamalarıyla geçici olarak tutuklandığını açıklamıştı. Haşimi'nin avukatı Nada Şems ise 10 Ocak’ta sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında Haşimi’nin 5 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ancak mahkemenin kararına itiraz yolunun açık olduğunu ve temyiz edilebileceğini söylemişti.

Bursa'da Pitbull'la saldıran baba-oğula hapis talebi! Haber

Bursa'da Pitbull'la saldıran baba-oğula hapis talebi!

Bursa'da bir kişi, husumetlisi olduğu kişiye Pitbull cinsi köpekle saldırdı. Kızının doğum gününde saldırıya uğrayıp kolları parçalanan Erol Duran (46) 3 günlük yoğun bakım sürecinden sonra hayata tutundu. Duran, saldırı esnasında Pitbull cinsi köpeği camdan aşağıya attı, o anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmada baba ve oğlu hakkında 'Silahla kasten nitelikli şekilde yaralama' suçundan 4 yıl 6'şar ay hapis cezası istemiyle dava açıldı.    Korkunç olay, geçen yıl 22 Ekim tarihinde merkez Yıldırım ilçesine bağlı Vişne Caddesi üzerinde bulunan bir işyerinde yaşandı. İddiaya göre, Mehmet Ö. ailesel sorunlar nedeniyle arası açılan Erol Duran’la buluşmak istedi. Duran ise şehir dışından geldiğinde aralarındaki sorunu konuşmak için bu teklifi kabul etti. Fakat başına geleceklerden habersiz Duran, Mehmet Ö.’den gelen telefonla Vişne Caddesi üzerinde bulanan bir kafeye çağrıldı. Kafeye giden Duran, burada Mehmet Ö. yerine oğlu Eyüp Ö. ile karşılaştı. Eyüp Ö., Duran’ı babasının yanına götüreceğini söyleyerek kendisine eşlik etmesini istedi. Yine aynı cadde üzerinde bir işyerine götürülen Duran, karşısında Mehmet Ö. ve hiç tanımadığı bir arkadaşını gördü.    Pitbull cinsi köpeği üzerine saldılar    Duran’la kısa sürede sözlü tartışma yaşayan baba, oğul ve arkadaşı ile 46 yaşındaki 2 çocuk babasını darp etmeye başladı. Ardından saldırganlar iş yerinde sakladıkları Pitbull cinsi köpeği içeri soktular. Komut verdikleri köpeği Duran’ın üzerine saldılar. Saldırgan köpek Erol Duran’ın kollarını parçalasa da yaralı adam köpeği bulunduğu dükkanın camından atmayı başardı. Fakat bu kez de Eyüp Ö. dışarı çıkarak yasaklı ırk köpeği tekrar içeri aldı. Bileğindeki atar damarı kopan Duran, ilk fırsatta kendini dışarı atarak çevredekilerden yardım istedi. Çevredekileri gören saldırgan şahıslar olay yerinden köpekle kaçarken, Duran, kendisi için gelen ambulans ile en yakın hastaneye kaldırıldı.    Olayın ardından gözaltına alınıp sevk edildikleri adliyede mahkemeye çıkarılan baba ve oğlu, Mehmet Murat Ö. adli kontrol şartıyla olmak üzere serbest bırakıldı.    Soruşturma tamamlandı    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma tamamlandı. İddianamede, müşteki Erol Tosun ile sanık Mehmet Murat Ö. arasında husumet bulunduğu belirtilerek, Tosun'un, "Mehmet Murat Ö.'nün eşiyle arasında sorun vardı. Eşim Elif Tuba Karakoç Tosun ile bu konuyu konuşan Mehmet Murat Ö. sinir krizi geçirip, kendisine zarar verip, eşime hakaret etmiş. Bunu daha sonra öğrendim. Bunu konuşmak için Mehmet Murat Ö.'yü aradım. Restoranda buluşmak için anlaştık ancak oğlu Eyüpcan Ö. gelip 150 metre ilerideki iş yerlerine götürdü. Yukarı çıkınca Mehmet Murat Ö., 'Neden selam vermiyorsun?' dedi. 'Yedi sülaleme küfretmiş kişiye neden selam vereyim?' dedim. Tartışırken kafamda bir fırça sapının patladığını fark ettim" sözlerinin yer aldığı ifadesine yer verildi. İddianamede de ayrıca yere düşen Tosun'a ayağa kalkmaya çalıştığı sırada, pitbull cinsi köpeğe komut verilerek Tosun'un üzerine saldırtıldığı, köpeğin Tosun'u birçok yerinden ısırdığı belirtildi.    Baba ile oğlu hakkında ayrı ayrı, 'silahla kasten nitelikli şekilde yaralama' suçundan 4 yıl 6'şar hapis cezası istemi ile Bursa Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Yargılamaya ileriki günlerde başlanacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.