Hem çoban hem sörfçü!
Babalı Mahallesi'nde çobanlık yapan 19 yaşındaki Süleyman Pehlivan, 4,5 yıl önce ailesiyle sahilde dolaşırken sörf yapan sporcuları gördü. İlgi duyan Pehlivan, sörf kulübüne giderek, burada sporcularla tanıştı. Bir süre onları izleyen Pehlivan, daha sonra kendisi de sörf tahtası alarak denize atladı. İlk denemesinde büyük heyecan duyan Pehlivan, bu sporu öğrenebilmek için büyük emek harcadı. Hem çobanlık hem de sörf yapan Pehlivan, ilk etapta babası karşı çıksa da Karadeniz Sörf Festivali'nde 2'nci, Türkiye Şampiyonası'nda ise 4'üncü olarak, ailesinin de desteğini arkasına aldı.
Sabahın erken saatlerinde uyanarak koyunlarını otlatan, işi bittikten sonra ise sörf tahtasını alarak kendini dalgaların arasına atan genç adam, uluslararası arenalarda Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ederek, ay yıldızlı bayrağı gururla dalgalandırabilmeyi hedefliyor.
"SÖRF KARİYERİM OLSA DA AİLEME BİR YANDAN YARDIM ETMEK ZORUNDAYIM"
Sörf sporu ile ilgilenirken hayvanları da ihmal etmediğini söyleyen Süleyman Pehlivan, "Genel olarak hayatım yoğun geçiyor. Sörf kariyerim olsa da aileme yardım etmek zorundayım. Babam çok destekliyor beni. Bu başarılarımdan sonra arkamda durmaya başladı. O beni çok mutlu etti. Ailenin arkanda durması her şeyi değiştiriyor" dedi.
"HAYVANLARI KAPATIP HEMEN SÖRFE KAÇIYORUM"
4,5 yıldır sörf yaptığını ifade eden Pehlivan, "Çobanlıkla uğraşan bir ailede büyüdüğüm için çobanlık da yapıyorum. Hayatımın büyük bir kısmını çobanlıkla geçiriyorum, hayvanları otlatmaya çıkartıyorum. Babamlarla birlikte dalgasız bir denizde balığa çıkıyorum. Şu anda ise hayatımın büyük bir ölçeğini sörfe adadım. Profesyonel bir kariyer istiyorum. Hayvanlarıma da bakıyorum. Sabah 6.30’da kalkıyorum, hayvanlarımı salıyorum, hayvanları otlatıyorum. İşim bittikten sonra hayvanları kapatıp hemen sörfe kaçıyorum. Akşam burada işim bittikten sonra yine hayvanları otlatarak, eve geri götürüyorum" diye konuştu.
"SÖRF TAHTASINI ALIP NE OLDUĞUNU HİÇ BİLMEDEN SUYA ATLADIM"
Sörf ile tanışma hikayesini de anlatan Süleyman Pehlivan, "Ailemle birlikte sahile inmiştim. Sahilde sörf yapan insanları gördüm ve merak ettim. Birkaç kişiye sordum. Deniz abiyle tanıştım. O da Tolga hoca diye birinin olduğunu ve onunla tanışmam gerektiğini söyledi. İlk başta babam buna çok sıcak bakmadı. Hayvanların olduğunu söyleyerek, 'nasıl gideceksi?' dedi. Yoğun ısrarlarım üzerine en son babamla birlikte konuşarak Tolga hoca ile tanıştım. Tolga hoca bana ilk önce sörf tahtası verdi. Ne olduğunu hiç bilmeden suya atladım, o şekilde başladı. Hayatımın büyük bir bölümünü hayvanlarla geçirdiğim için vakit ayıramıyordum, ilk başlarda biraz zorlanıyordum. Nasıl bir şey olduğunu keşfettim. Tolga hocama yoğun ısrarlarım ve soru sorarak başladım şimdi Türkiye şampiyonalarına katılıyorum. Festivaller oluyor, katılıyorum. Kendimi geliştirebileceğim alanlara katılıyorum ki daha iyi bir noktaya gelebileyim. Karadeniz Sörf Festivalinde ikincilik, üçüncülüklerim ve birinciliklerim var. Türkiye çapındaki yarışmalarda ise dördüncülüğüm" ifadelerini kullandı.