Hava Durumu

#Binalar

Lodoshaber.Com - Binalar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Binalar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Kurum: İstanbul’da herkesin yuvası sağlam olacak Haber

Bakan Kurum: İstanbul’da herkesin yuvası sağlam olacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Pendik'teki Toplu Açılış Töreni sonrası Pendik Sahil Pazar Alanı'na geçerek AK Parti İl ve İlçe Teşkilatı ve Sivil Toplum Kuruluşları üyeleriyle birlikte iftar açtı. Programa Bakan Kurum’un yanı sıra Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin’de katılım sağladı. Bakan Kurum’un konuşma yapmak üzere kürsüye yöneldiği esnada yanına gelen down sendromlu Şeyma Koçyiğit ile Bakan Kurum arasında yüzleri gülümseten anlar yaşandı.     “Afet oldu, sel oldu biz oralardaydık”   Kurum, yaptığı konuşmasında “Belediye başkanımız Pendikli kardeşlerimiz için ellerinden geleni sonuna kadar gerçekleştirdiler. Bu mücadeleye bizler de bir nebze bile olsa katkıda bulunmak istedik. Afet oldu, sel oldu biz oralardaydık. Allah bizi mahcup etmesin. Biz inşallah bu hizmetleri yapmaya devam edeceğiz. Bugün hakikaten Pendik’te muhteşem bir gün yaşıyoruz. Öncelikle yatırımlarımızın projelerimizin açılışını yaptık. Cumhurbaşkanımızdan tarihi konuşma dinledik. Hakikaten yine hayran kaldık. Pendikli vatandaşlarımız büyük bir coşkuyla doldurdular. Bu mesajı hem İstanbul’a hem Türkiye’ye verdiler. Bugün sizlerle beraber olduğumuzdan dolayı Rabbimize hamd ediyoruz. Ramazanınızı en kalbi duygularımla kutluyorum. 81 ilimizle birlikte depremzede vatandaşlarımızın acılarına ortak olmak için bu mücadeleyi verdik. Biz tüm ilimizden gelen kardeşlerimizi gördük. Birlik, beraberlik anlayışıyla belediyelerimiz oradaydı. Asrın felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımız için Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.     "1 yıl içerisinde 319 bin konutumuzu toplam da 650 bin konutu teslim edeceğiz”  Sözlerine devam eden Bakan Kurum, “Depremzede vatandaşlarımız yaparsa Recep Tayyip Erdoğan’ın ekibi yapar diyorlar. Verdiğimiz sözü tutarak 1 yıl içerisinde 319 bin konutumuzu toplam da 650 bin konutu teslim edeceğiz. 66. günde 100 bininci konutun inşaatına başlamış olup temellerini atacağız. Orada bizi bekleyen kardeşlerimiz için, 81 milyon için yapmak zorundayız, bu bizim boynumuzun borcu. Türkiye dışında hiçbir ülke böyle bir afette bu kadar hızlı, süratli karar alamazdı. Bu bizim devletimizin gücüdür, bu bizim liderimizin, aziz milletimizin gücüdür. Biz orada hep şunu duyduk, depremzede kardeşlerimiz dedi ki; Allah devletimize zeval vermesin. Biz onların destekleriyle mücadele verdik. Tek yumruk olmaya devam edeceğiz. İstanbul Sultan Fatih’in şehridir, Eyüp El Ensari’nin şehridir. Sayın Cumhurbaşkanımıza, bize bu görevi layık gördüğü için teşekkür ediyoruz. 35 gün sonra Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği yerel seçimlerinde sandık başındayız. Bu milletimiz, Pendikli kardeşlerimiz, Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde rekor oylarla taçlandıracaktır. Biz de İstanbul’umuza hizmet etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.    "İstanbul’da herkesin yuvasını depremlere dirençli hale getireceğiz’’  Bakan Murat Kurum, “İstanbul'umuzun 39 ilçe 963 mahallesinde hızlı bir şekilde inşa sürecini başlattık, 16 milyonun sağlıklı ve konforlu yaşam alanı için durmadan çalışacağız. İstanbul’da herkesin yuvasını depremlere dirençli hale getireceğiz. Sizlerle ele ele vererek kavuşturacağız. Halkımızın hakkı olan o eserlere yeniden kavuşturacağız. 21 yıl önce sizlerin iradesiyle görev başına geldik. Dava anlayışı değişmez. 5 yıllık bakanlık sürecimde samimi hizmet ettim. Eğitimden sağlığa, ticaretten çevre şehirciliğe kadar çağ atlamış bir Türkiye var” dedi.      “İstanbul’un en fazla yatırım yapan ilçesi olma özelliğimizi koruyoruz”  Programda konuşan Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin, “Sayın bakanımıza ne zaman gitsek bizi hiçbir zaman geri çevirmedi. Kendilerine teşekkür ediyoruz. 31 Mart 2019 tarihinde görevi devraldık. Bu 4 yıllık süre zarfında İstanbul’un en fazla yatırım yapan ilçesi olma özelliğimizi koruyoruz” dedi.

Bakan Kurum: Tüm binalar periyodik muayeneye tabi olacak Haber

Bakan Kurum: Tüm binalar periyodik muayeneye tabi olacak

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmada, olası afetlere karşı yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Türkiye'deki tüm binaların otomobiller gibi periyodik muayeneye tabi olacağının altını çizen Bakan Kurum, yapıların muayene işleminin ise mimar, mühendis ve şehir plancılarından oluşan bir birim tarafından yerinde ve düzenli olarak yapılacağını söyledi. Millet bahçelerini afet toplanma ve barınma alanı haline getireceklerini de belirten Kurum, mevcut baz istasyonlarının güçlendirilmesi ve verimliliğinin artırılması için de çalışma yürüttüklerini kaydetti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da "Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Kurulu Değerlendirme Toplantısı"nın kapanış konuşmasını gerçekleştirdi. Bakan Kurum'un konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde; "Şu an bu masada yıllarını alanında kendini kanıtlamış hocalarımız var. Çevre aklı bugün bu salondadır. Bu akıl milletimizin ortak aklıdır. Bu uzun soluklu süreçte bizlerden katkılarını esirgemeyen hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yapılan çalışmalarda da ülkemiz için vardığımız uygulamalara ilişkin sonuçları sunmak istiyorum. 13 grubumuz çalıştılar. Atılması gereken adımları, bir bir belirlediler. Mevzuat ve anayasaya ilişkin düzenlemeleri dahi yapıyorlar. MİLLET BAHÇELERİ AFET TOPLANMA VE BARINMA ALANI OLACAK Bu kapsamda, afet riski yüksek bölgelerde barınma altyapısını hızlıca kuracağız. Tüm afet türlerine ilişkin erken uyarı gözlem istasyonlarını 81 ilde yaygınlaştıracağız. Tüm millet bahçelerini afet toplanma alanı ve barınma alanı haline getireceğiz. AFET BİLGİSİ DERSLERİ YAYGINLAŞTIRILACAK Eğitim noktasında çalışmalar yapılmasını öngördüler. Afet bilgisi derslerinin yaygınlaştırılması adına bu çalışmaları hayata geçiriyor olacağız. Mevcut baz istasyonlarının güçlendirilmesi ve verimliğinin arttırılması, deprem bölgesinde iletişimin tek elden yürütülmesi ve mobil baz istasyonlarıyla ilgili kararlar alınmıştır. Diri fay haritalarının güncellenmesini yapacağız. Mikro bölgeleme çalışmasını 81 ilimizde yaygınlaştıracağız. Dere yataklarının yapılaşmaya açılmaması için gerekli düzenlemeyi hayata geçireceğiz. Riskli bölgelerde imara kapatılması gereken bölgelerin tespitini yapıyoruz. Kat yüksekliklerini de sınırlandıracağız. Radyan temel kullanımını bazı yerlerde zorunlu hale getirecek adımı atacağız. Binlerce mimar, mühendis ve şehir plancısı istihdamı gerçekleştireceğiz. Mimar ve mühendislerimize yeterlilik getireceğiz. Dere yataklarında heyelan ve taşkın yerlerde bulunan binaların tespiti tamamlanacak. Risk altındaki şehirlerimizde su ve kanalizasyon altyapısının güçlendirilmesine ilişkin ortak çalışma çerçevesinde yürüteceğiz. Uygulamalarımızı şehrin kültürüne sosyolojisine uygun şekilde adımlarımızı atacağız. Kamu binalarımızın afete karşı dayanıklılık testleri yapılacak. Riskli olan kamu binalarının güçlendirilme çalışmaları tamamlanacak. TÜM BİNALAR PERİYODİK MUAYENELERE TABİ OLACAK Yapı izleme sistemleri kurulacak. Binalarımızın hasar tespitini risk durumunu yapacağız. Afet sonrası oluşan zarara ilişkin dijital veri havuzu oluşturulacak. İnsansız hava ve kara araçları geliştireceğiz. Nasıl bugün İHA’larda dünyada önde gelen ülkelerden biriysek bu noktada da hem Bayraktar’ımızla hem İHA üreten diğer kurumlarımızla enkaza, hasar tespitine yönelik İHA’lar üretilmesi noktasında çalışmalar yürütüyor olacağız. Tüm inşa sürecinde perdeli ve panel sistemli betonlar kullanmak suretiyle ülke genelinde yaygınlaştırma kararı alındı. Bununla ilgili mevzuat düzenlemelerini ilgili kurumlarımız hızlı bir şekilde yapıyor olacaklar. Kullandığımız araçlar otomobiller nasıl periyodik olarak muayeneye tabi tutuluyorsa Türkiye’de tüm binalarda da aynı periyodik muayenelere tabi olacaklar. Bina kimlik belgesi sistemini eski binalarda da denetimini yapmak suretiyle hayata geçireceğiz. Tüm binalar da periyodik muayeneye tabi olacaklar. Tüm yapılarımızda; mimar, mühendis ve şehir plancılarından oluşturacağımız yeni bir birim tarafından bu muayene işlemi yerinde, gidilerek düzenli olarak yapılacaktır. Kentsel dönüşümde riskli yapı stoğunun miktarına göre yeni bir önceliklendirme yapacağız. Buna göre yeni bir program oluşturacak, her şehrimiz için ayrı bir finansman modeli, projeyle birlikte hayata geçirilecek. MESLEKİ MESULİYET SİGORTASI ZORUNLU OLACAK Mesleki mesuliyet sigortasını zorunlu hale getireceğiz. Afet sınıfına göre ihtiyaç duyulan her yerde güvenli ar-ge enstitüleri kuracağız."

Binalardaki sinsi tehlike: Korozyon! Haber

Binalardaki sinsi tehlike: Korozyon!

Depremlerin ardından vatandaşlar yaşadıkları binaların ne kadar güvenli olduğunu araştırmaya başlarken, uzmanlar, binaların ömrünü çürüterek güvensiz hale getiren 'korozyon' tehlikesine karşı uyarıda bulunuyor. İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Dr. Süleyman Kamil Akın, dış ortama maruz kalan yapılarda özel tedbirlerin alınmasının yapı ömrünü ve güvenliğini artıracağını söyledi.    Büyük depremlerin ardından özellikle eski binalarda yaşayan vatandaşların çoğu, binasının sağlam olup olmadığını merak etmeye başlarken, binalarda korozyonun zararlarına dikkat çekiliyor.      "Korozyon sebebiyle yapı aslında tasarlandığı gibi davranış göstermiyor"    İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Dr. Süleyman Kamil Akın, inşaatlarda son zamanlarda yalıtım faktörünün göz ardı edilmesinin donatı korozyonuna sebep olduğunu söyledi. Akın, "Özellikle temellerde bohçalama ve benzeri sürme ya da yapıştırma şeklinde yapılmayan yalıtımların ilerleyen süreçte yapının temelinde, perde duvarlarında ve benzeri yerlerinde kullanılan donatının korozyona uğramasına, hacimsel olarak genişlemesine, bir taraftan da kesik kaybına neden oluyor. Bu da herhangi bir deprem ya da normal kuvvet altında yapının güvenliğini etkileyen en önemli faktörlerden bir tanesi. Bu korozyonu en çok nerede görüyoruz; özellikle dış ortama açık istinat duvarları, köprü ayakları, deniz yapılarında, orada deniz suyunun da etkisi var, bunlara dikkat edilmeli ve gerekli önlemler mutlaka alınmalı. Çünkü siz bir kolona koyduğunuz donatının büyük bir kısmının korozyon sebebi ile kaybediyorsunuz ve herhangi bir deprem anında ya da normal kullanım anında bu korozyon sebebiyle yapı aslında tasarlandığı gibi davranış göstermiyor. Bu konunun daha hassasiyetle ele alınması ve bu konu hakkında çalışmaların yapılması da aslında bize depremin ve yapıların neden daha sık kontrol edilmesinin gerekliliğini ortaya koyuyor" dedi.      "Özel tedbirlerin alınması faydalı olacak"    Yalıtım işinin ciddiye alınması, özellikle dış ortama maruz kalan yapılarda özel tedbirlerin alınması gerektiğini anlatan Dr. Süleyman Kamil Akın, "Korozyona uğramış yapı toprakla temas ettiği için ya da gerekli yalıtım yapılmadığı için kesik kaybına uğramış birçok yapının da bu sebeple hasar gördüğüne şahit olduk. En önemli tavsiyem, yalıtım işinin ciddiye alınması; özellikle dış ortama maruz kalan ortamlarda özel tedbirlerin alınmasının faydalı olacağı ve yapı ömrünün, dolayısıyla yapı ömrünü ve kullanımı artıracağı yönünde. Bununla birlikte birçok çalışmalar yapılmış. Yapılan çalışmalar sonucunda korozyonun çok ciddi bir hasar sebebi olduğu ortaya çıkmış. İstanbul’da 1 buçuk milyon konutun taşınmasından bahsediliyor. Aslında belki zemin etkilerinin yanı sıra yapılarda o zamanki yapım şekli olarak deniz kumu kullanılması korozyonu hızlandırması en önemli sebeplerinden bir tanesi olarak da karşımıza çıkıyor. Mutlaka ve mutlaka bu korozyon hasarının göz önüne alınarak korozif bölgelerin ya da korozyon uğraması muhtemel bölgelerin suya karşı dirençli hale getirilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.    Konya’da konu ile ilgili protokol yapıldığını aktaran Dr. Akın, "Depremden sonra Konya Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, İnşaat Mühendisleri Odası, Konya Teknik Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümleri ortak bir protokole imza atıyor. Bu protokol çerçevesinde İnşaat Mühendisleri Odası ya da üniversitelere başvuran insanların standart bir ücret karşılığında yapılarının ön değerlendirme raporları hazırlanacak. Bu raporlar neticesinde binaların risk durumları vatandaşa ve ilgili belediyesine bildirilecek. Bu sayede elimizdeki riskli yapıların hem sayısını hem de neler yapılabileceğini hızlıca ortaya koyacağız. Bu yapıların daha sonra İnşaat Mühendisleri Odasınca bu işte uzman ve akredite kendi sayfasında yayınlanan inşaat mühendisleri tarafından performans analizlerinin yapılması, lisanslı laboratuvarlardan alınan deney numunelerine göre bu çalışmalar yapılacak. Daha sonra gerekirse güçlendirme, güçlendirme maliyeti fazla çıkar yeniden yapım maliyeti tercih edilirse de yeniden yapıma yol açacak" diye konuştu.

Binaların sağlamlığı cep telefonu ile kontrol edilebilecek! Haber

Binaların sağlamlığı cep telefonu ile kontrol edilebilecek!

Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Prof.Dr. Abdussamet Arslan ve öğrencileri tarafından projesine 2017 yılında başlanılan Bina Kontrol (Yapı Hasar Tespit Uygulaması) mobil uygulama geliştirildi. Yapay zeka sistemi ile çalışan uygulama, binaların fotoğrafları ve özellikleri ile analiz yaparak binanın sağlamlığı hakkında bilgi veriyor. Bina Kontrol uygulaması şu an sadece Android sistemli cep telefonlarda hizmet veriyor, İOS işletim sistemine sahip telefonlarda hizmet vermesi içinde çalışmaları devam ediyor.      “Bina hasar tespit açığını kapatabilmek için yazılım geliştirdik”    DEMAR Müdürü Prof.Dr. Abdussamet Arslan, Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezinde binaların hasar tespitleri, deprem performansları gibi konular üzerine araştırmalar yaptıklarını söyledi. Geliştirilen uygulamanın 7-8 yıl önce başlanılan bir proje olduğunu belirten Arslan, “Binaların özellikle depremde hasar görmüş veya hasar görmemiş henüz sağlam olan binaların deprem performanslarının analizi genellikle ciddi bir uzmanlık istiyor. Kahramanmaraş bölgesinde deprem oldu, 11 ilimiz etkilendi. Burada yürüyerek çok fazla test yapmadan (binaların) durumunun ne olduğunu belirlemek gerekiyor. Bu açığı kapatabilmek için bir yazılım geliştirdik. Yazılım soru cevap şeklindeydi. Görseller üzerinden bilgisayarın tanımlama yapması bina değerlendirmesi modülünü de üzerine ekleyip hem soru cevap hem de görselleri ekleyerek bir değerlendirme yapan yapay zeka sistemi kullandık. Hibrit yapay zeka programı kullanıyoruz, obje tanıma kalıp tanıma diyebiliriz buna” dedi.    Uygulama bina fotoğraflarını görüyor ve değerlendirme yapıyor    Prof. Dr. Arslan, uygulamanın kullanıcı dostu bir uygulama olduğunu belirterek, “Piyasa sürmek için 1-2 ayımız var daha. Okuduğunu anlayabilen, anladığını teknik olarak doğru yorumlayabilen bir insan çok rahatlıkla sorulara cevap verebilir. Çok basit sorular, bilmediğiniz kısmı pas geçebilirsiniz o zaman tabi ki sonucunuzun güvenirliliği alt seviyelere düşüyor. Fotoğrafları yüklüyorsunuz, çatlakların fotoğrafını çekiyorsunuz, yumuşak kat için binanın uzaktan fotoğrafını çekiyorsunuz bunların dışında yüzeyde oluşan çatlakları kendisi (uygulama) görüyor ve buna göre bir değerlendirme yapıyor. Tek sıkıntımız bizim görsel kısmın dışında değerlendirilmesi gereken bazı parametreler var. Bunlardan bir tanesi beton kalitesidir. Beton kalitesi, tahmin etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.      “Android işletim sistemine sahip telefonlarda çalışır vaziyette”    Uygulamanın şu an da Android işletim sistemine sahip telefonlarda çalışır vaziyette olduğunu ifade eden Arslan, “Doğruluk seviyesi en kötüsünde yüzde 76 civarında en iyisinde yüzde 99 doğruluk seviyesi veriyor. Elimizde veri seti arttıkça, kullanıldıkça bunun doğruluk payı çok yükselecektir, tecrübeli bir program haline gelecektir. Buna (uygulamaya) kaynak arıyorum şimdilik. Türkiye’de iyi bir server kurup üzerinde çalışmayı yapıp vatandaşlarımızın kullanımına sunmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.      Bina kalitesi hakkında sıfır ila 100 puan arasında puan veriyor    Yapı Hasar Tespit Uygulamasında çıkan sonuçla binanın kalitesini 4’e ayrıldığını dile getiren Prof.Dr. Arslan, “100 puan üzerinde 0-25 puan, 25-50 arası, 50-75 arası ve 75-100 arası olmak üzere 4 gruba ayırıyor. En üst grupta ise 75-100 arasında binanınız binanızı güvenle kullanabilirsiniz. Eğer 0-25 arasında ise puan çok düşükse, binayı terk edin acil uzman ve belediyeye telefon açın. Eğer 50 ila 75 arasındaysa bir uzmana binanızı mutlaka detaylı kontrol ettirin şekliden size beyanda bulunuyor, sizde ona göre gereğini yapıyorsunuz” şeklinde konuştu.      "Alüvyal zeminde ve tarım arazisinin üzerinde bina negatif puan"  Prof. Dr. Arslan, binalarda en önemli kritiğin binanın düşeyliğinin kaybedip kaybetmediği olduğunu söyledi. Arslan, binanın tepeden itibaren kaç santimetre sağa sola kaykılmış olduğuna dikkatli olunması gerektiğinin altını çizere sözlerine şöyle devam etti: “Bu olduysa binada plastik deformasyon, kalıcı deformasyon medyana gelmiştir. İlk bakılması gereken şey bu. Binanın taşıyıcı sisteminde kolon ve kirişlerin birleştiği bölümde bir çatlak, hasar var mı? Çok detaylı ve yakından bakılması gerekir. Binanın olduğu zemin şartları önemli, alüvyal zeminde ve tarım arazisinin üzerinde ise bu da negatif bir puan. Bunların hepsini üst üste biriktirdiğiniz zaman doğru bir kayıt çıkar.”

Deprem daha çok tarım alanları üzerindeki binaları vurdu! Haber

Deprem daha çok tarım alanları üzerindeki binaları vurdu!

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, asrın felaketi depremin daha çok tarım alanları üzerine yapılan binaları vurduğunu söyledi. Prof. Dr. Ortaş, “Depremle birlikte yıkılan her ev, aynı zamanda tarımın da yok olması anlamına gelmektedir” dedi.      Prof. Dr. İbrahim Ortaş yaptığı açıklamada, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan, Adana dahil birçok ilde ağır hasarlar bırakan depremin tarım üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Depremden en çok etkilenen bölgenin önemli bir tarım bölgesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ortaş, “Deprem Türkiye’nin tarım potansiyeli yüksek (Mersin’den-Elazığ’a kadar) 12 ilini etkiledi veya etkisini hissettirdi. Depremin doğrudan etkilediği Adana’dan Diyarbakır’a kadar toplam 10 il 3.7 milyon hektar verimli tarım arazilerine sahip önemli üretim potansiyeline sahip illerdir. TÜİK verilerine göre deprem bölgesi aynı zamanda bir hayvancılık bölgesi olup Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman bölgesinde son yıllarda önemli miktarda keçi ve süt inekçiliği yapan çok sayıda hayvan çiftlikleri bulunmaktadır. Bu bağlamda bölgenin tam bir tarım bölgesi olduğu aşikardır” şeklinde konuştu.    Bölgenin genelinin tarım ve tarıma dayalı üretim yapmakta olduğunu kaydeden Ortaş, “Deprem yalnız evlerin yıkılması ve on binlerce canın ölmesine yol açmadı, aynı zamanda evcil ve yabani hayat hayvanların ölmesine ve yaşam alanlarının yok olmasına yol açtı. Başta köyler ve kentlerin etrafındaki alanlarda tarım ve hayvancılık yapan yüzbinlerce çiftçinin varlıkları ve iş imkanları da ciddi düzeyde zarar gördü. Özellikle kırsalda depremin şiddetli derecede etkilediği alanlardaki çiftçilerin bir kısmı yaşamını yitirdi, kalanların da bitkisel ve hayvansal üretim imkanları ve ekipmanları kullanılamaz hale geldi. Depremden birçok fabrika ve iş yeri çok ciddi hasar alarak üretim dışında kaldı” diye konuştu.  Öncelikli olarak neler yapılmalı?   Prof. Dr. İbrahim Ortaş, bölgede ivedilikle kamu idaresi başta TİGEM, Tarım İl Müdürlükleri, tarımsal araştırma kurumları ve ilgililerin tarıma yönelik olarak yapılması gerekenleri tespit etmesi gerektiğinin altını çizerek, yapılması öncelikli olanları şöyle sıraladı:    “Deprem bölgesindeki insanların, özellikle de kırsal alanda yaşayanların öncelikle barınma, ısınma, beslenme ihtiyaçlarının karşılanması elzem görülmektedir. Deprem bölgesinde tarımsal ilaç, gübre ve diğer girdileri satan bayilere ve esnafın enkaz altında kalan ya da hasar gören ürün ve malzemeleri için ek destek ve yardımlar yapılmalı. Yıkılan ambarlarda kullanılmaz duruma gelen tohumluk ve damızlık ihtiyacı acilen sağlanmalı. Fide-fidan ihtiyacı belirlenmeli ve ivedilikle sağlanmalı. Yıkılan ahır, ağıl ve kümeslerin tespit edilmeli, hayvan kayıpları belirlenmeli. Hayvanların barınabilmesi için uygun nitelikli çadır veya ahır ihtiyacı hızla karşılanmalıdır. Varsa yaralı hayvanların tedavilerine öncelik verilmelidir. Canlı kurtarılan hayvanlar elden çıkarılmamalı. Kamu eli ile güvenceye alınarak üretimde kalması sağlanmalı. Çiftçilerin geride kalan ürünü, hayvanı ve malı fırsatçıların istismarına bırakılmamalı. Süt hayvanlarından sütleri toplanarak soğuk zincir yolu ile bölge dışındaki işletmelere nakledilerek ürünler bayatlamadan değerlendirilmeli, toplumun beslenmesi için önemli. Yıkılan ev ve iş yerlerinin yeniden inşasına destek sağlanmalı. Yeni yapılacak yapılanmada kesinlikle tarım alanları üzerinde yeni yapılaşmalara izin verilmemelidir. Hayvan barınakları, kümeslerin yapılmasında depreme dayanıklılık dikkate alınmalıdır.”

387 bin 346 binada hasar tespiti!  Haber

387 bin 346 binada hasar tespiti! 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde hasar tespit çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.      Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca depremden etkilenen bölgelerde yürütülen hasar tespit çalışmaları çerçevesinde şu ana kadar 387 bin 346 bina da yer alan 1 milyon 856 bin 864 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı.    Yürütülen çalışmalarda 50 bin 576 binada yer alan 224 bin 923 bağımsız birimin acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 11 bin 114 binada yer alan 71 bin 174 bağımsız birimin orta hasarlı, 99 bin 300 binada yer alan 640 bin 131 bağımsız birimin az hasarlı, 180 bin 355 binada yer 762 bin 627 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.    Bakanlığa bağlı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, 20’nin üzerinde üniversiteden 400 profesör ve doçentin de aralarında bulunduğu 7 bini aşkın uzman ekibiyle deprem bölgelerinde çalışmalarına devam ediyor. Hasar tespit çalışlarında yer almak isteyen farklı kurum ve kuruluşlardan birçok gönüllü inşaat mühendisin talebi değerlendirilerek eğitim verildikten sonra ihtiyaca göre belirlenen bölgelere sevk ediliyor.    “Acil yıkılması gerekenleri hızla yıkıp güvenli konutlar inşa edeceğiz!”    Hasar tespit çalışmalarıyla ilgili resmi sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Bakan Kurum, “Hasar tespit çalışmalarımız 7 bin 100 personelle sürüyor. 387 bin 346 bina incelendi. Şu ana kadarki tespitlerimize göre; acil yıkılması gereken 50 bin 576 bina var. 279 bina 655 bina az hasarlı veya hasarsız. Acil yıkılması gerekenleri hızla yıkıp güvenli konutlar inşa edeceğiz!” ifadelerini kullandı. Bakanlık, bugün itibarıyla yapılan hasar tespit çalışmalarında 387 bin 346 binada yer alan 1 milyon 856 bin 864 bağımsız birimde inceleme yaptı. Yürütülen çalışmalar çerçevesinde 50 bin 576 binada yer alan 224 bin 923 bağımsız birimin acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkık olduğunun tespit edildiği bildirildi. 11 bin 114 binada bulunan 71 bin 174 bağımsız birimin orta hasarlı, 99 bin 300 binadaki 640 bin 131 bağımsız birimin az hasarlı, 180 bin 355 binada yer alan 762 bin 627 bağımsız birimin ise hasarsız olduğu tespit edildi.    Bakanlık depremden etkilenen bölgelerde hasar tespit çalışmalarına dair şu bilgilere yer verdi:    Adana’da toplam 5 bin 797 binada 106 bin 474 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı.    Buna göre 46 binadaki bin 74 bağımsız bölümün acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 235 binada bulunan 5 bin 755 bağımsız birimin orta hasarlı, bin 342 binadaki 31 bin 465 bağımsız birimin az hasarlı, 3 bin 913 binadaki 66 bin 74 bağımsız birimin ise hasarsız olduğu tespit edildi.    Adıyaman’da toplam 28 bin 766 binada yapılan çalışmada 102 bin 932 bağımsız birimin hasar tespit çalışması yapıldı. Çalışmalarda 6 bin 108 binadaki 28 bin 265 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 2 bin 285 binadaki 10 bin 195 bağımsız birimin orta hasarlı, 9 bin 859 binada bulunan 34 bin 169 bağımsız birimin az hasarlı, 7 bin 60 binada yer alan 16 bin 53 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.    Diyarbakır’da toplam 24 bin 314 binada 262 bin 702 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı.    520 binada yer alan 6 bin 69 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olarak tespit edildiği tespit edildi. 611 binadaki 9 bin 199 bağımsız birimin orta hasarlı, 5 bin 367 binada bulunan 76 bin 498 bağımsız birimin az hasarlı, 15 bin 471 binadaki 159 bin 827 bağımsız birimin ise hasarsız olduğu tespit edildi. Elazığ’da toplam 2 bin 488 binada 24 bin 734 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 587 binadaki 3 bin 675 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 129 binadaki 741 bağımsız birimin orta hasarlı, bin 118 binada yer alan 12 bin 204 bağımsız birimin az hasarlı, 541 binadaki 7 bin 371 bağımsız birimin ise hasarsız olduğu tespit edildi.    Gaziantep’te toplam 130 bin 331 binadaki 487 bin 814 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı.    11 bin 922 binadaki 27 bin 987 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 3 bin 803 binada bulunan 14 bin 552 bağımsız birimin orta hasarlı, 25 bin 187 binadaki 150 bin 472 bağımsız birimin az hasarlı, 71 bin 694 binada bulunan 252 bin 147 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.    Hatay’da toplam 49 bin 470 binada 183 bin 291 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı.    10 bin 911 binada bulunan 54 bin 468 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. Bin 812 binadaki 13 bin 38 bağımsız birimin orta hasarlı, 13 bin 162 binadaki 49 bin 564 bağımsız birimin az hasarlı, 21 bin 51 binada bulunan 56 bin 766 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.    Kahramanmaraş’ta toplam 57 bin 87 binada bulunan 222 bin 863 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 10 bin 777 binada yer alan 53 bin 227 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 837 binadaki 5 bin 924 bağımsız birimin orta hasarlı, 16 bin 824 bina bulunan 86 bin 759 bağımsız birim az hasarlı, 20 bin 746 binadaki 52 bin 260 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.    Kilis’te toplam 3 bin 748 binada bulunan 23 bin 901 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı.    585 binadaki 905 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 110 binada bulunan 944 bağımsız birimin orta hasarlı, bin 523 binadaki 13 bin 623 bağımsız birimin az hasarlı, bin 284 bina yer alan 7 bin 897 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.    Malatya   6 bin 599 binada bulunan 38 bin 568 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 611 binadaki 5 bin 11 bağımsız birimin orta hasarlı, 7 bin 138 binadaki 52 bin 102 bağımsız birimin az hasarlı, 5 bin 474 binadaki 28 bin 152 bağımsız birimin ise hasarsız olduğu tespit edildi.    Osmaniye’de toplam 28 bin 317 binada bulunan 91 bin 999 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 2 bin 122 binadaki 8 bin 491 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 218 binadaki bin 717 bağımsız birimin orta hasarlı, 6 bin 925 binada bulunan 36 bin 518 bağımsız birimin az hasarlı, 17 bin 529 binadaki 41 bin 839 bağımsız birimin hasarsız olduğu tespit edildi.    Şanlıurfa’da toplam 31 bin 717 binadaki 197 bin 466 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı.    399 binada bulunan 2 bin 194 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 463 binada 4 bin 98 bağımsız birimin orta hasarlı, 10 bin 855 binadaki 96 bin 757 bağımsız birimin az hasarlı, 15 bin 592 binada yer alan 74 bin 241 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.

Korkunç gerçek: Binalarda deniz kumu kullanmışlar!  Haber

Korkunç gerçek: Binalarda deniz kumu kullanmışlar! 

Tüm Türkiye’yi yasa boğan depremlerin ardından Kocaeli’den Hatay’a arama kurtarma çalışmalarına katılmak için giden inşaat işiyle uğraşan gönüllüler, yıkılarak enkaza dönüşen binaların yapımında deniz kumu kullanıldığını tespit etti.      Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, 10 ilde büyük bir yıkıma sebep oldu. Depremlerin ardından yaraları sarabilmek ve arama kurtarma çalışmalarına katılabilmek için tüm Türkiye seferber oldu. Kocaeli’den inşaat işiyle uğraşan ve arama kurtarma çalışmaları için Hatay’a giden gönüllüler, 5 kişiyi enkaz altından canlı olarak çıkardı. Gönüllüler, normalde 2-3 saatte delinmesi gereken betonların, 10 dakika içerisinde açıldığını fark etti. Bunun üzerine ekipler, çalışma yürüttükleri 4 enkazın dördünün yapımında da deniz kumu kullanıldığını tespit etti.        “Biz 3 grup şeklinde burada çalışıyoruz”    Çalışmalar için Kocaeli’den gönüllü olarak afet bölgesine giden Arif Naz, “Öncelikle tüm Türkiye'mize çok geçmiş olsun. Gerçekten çok üzüntülüyüz. İnşallah bu olaylarla bir daha karşılaşmayız. Biz Kocaeli’den gönüllü olarak geldik. 21 senedir inşaat sektörüyle uğraşıyorum. Gönüllü olan ekiplere çok teşekkür ediyoruz. Biz 3 grup şeklinde burada çalışıyoruz. Kocaeli, Manavgat ve Mardin ekipleri olarak beraber çalışıyoruz. Bu bizim dördüncü enkazımızdı. Şu ana kadar 5 kişiyi canlı olarak kurtardık. İnşallah daha da canlı vatandaşların olduğunu ümit ediyoruz” dedi.        “4 enkazda da hep deniz kumuyla karşılaşıyoruz”    İnşaat sektöründe çalıştıkları için kullanılan malzemeyi kolayca tespit edebildiklerini söyleyen Naz, “Maalesef şununla çok karşılaşıyoruz; 4 enkazda da hep deniz kumuyla karşılaşıyoruz. Bir inşaatçı olarak bunu tespit ettik. Gerçekten bununla ilgili çok üzüntülüyüz. Keşke bu şekilde olmasaydı. İnşallah bu şekilde olmamasını temenni ediyoruz. Bir inşaatı olarak 21 senedir sektörde olduğumuz için hemen anlayabiliyoruz. Bu zaten ilk etapta bizim beton delme makinesi ile hemen anlaşılabiliyor. Yeni betonlarda 50 santimetrelik bir yeri 2-3 saatte açmak zorunda kalıyoruz ama burada ne yazık ki 5-10 dakika içerisinde hemen açılabiliyordu. Gerçekten inşallah bu şekilde bir daha karşılaşmak istemiyoruz. Tüm Türkiye'nin başı sağ olsun. Deniz kumu zamanla gücünü kaybediyor. Oksitleme olduğu için iyi bir şey değil. Maalesef zaman zaman bu tür manzaralarla karşılaşıyoruz. 1999 sonrasında yönetmelik çok değiştiği için açıkçası bütün yönetmelik tüm Türkiye için geçerlidir. Burada bazı olmaması gereken durumlar olabiliyor. Yapı denetim dediğimiz zaman beton ve demir sınıflarını kontrol etmek kaydıyla, şu anda inşaat sektöründe en düşük olarak kullandığımız C25 betondur.  Bunun üzerine C30, C35, C40’lara kadar kullanabiliyorsunuz. Ama ne yazık ki buradaki binalar 20 ile 40 sene arasındaki binalar. Şu andaki C25, C30 dediğimiz hesaplamalara gidilirse şu andaki beton kıvamı C10, C15’lere ancak geliyor. O yüzden gerçekten biz çok hüzünlüyüz” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.