Hava Durumu

#Anma

Lodoshaber.Com - Anma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anma haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Mümin Gençoğlu vefatının 30’uncu yılında anıldı Haber

Mümin Gençoğlu vefatının 30’uncu yılında anıldı

Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. M. Mete Cengiz Kültür Merkezi’ndeki anma programı Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosu tarafından ‘Mümin Aga’nın sevdiği türkülerin icrası ve Gençoğlu’nun hayatından önemli kesitlerin aktarıldı videolarla başladı. Çok sayıda davetlinin doldurduğu salonda konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Mustafa Varank, “1980’li yılların ortalarında Bulgaristan'daki rejim tarafından yapılan akla hayale gelmeyen saldırılar, zulüm ve gözyaşı bırakın diriyi, soydaşlarımızın cenazelerine karşı işlenen insanlık suçları bile yaşandı. O zamanki Bulgaristan rejimi soydaşlarımızın ana dillerini, kültürlerini, hatta ve hatta isimlerini yok etmeye çalışırken Gençoğlu’nun göç eden toplulukların sorunlarıyla ilgilenmek üzere Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneğini kurması mühim ve stratejik bir hadisedir. Bu sayede Bulgar ve zalimi sürekli gündemde tutulmuştur. Bulgaristan Türki kardeşlerimizin haklarını elde etmeleri için Bulgarlar üzerinde çok ciddi baskılar oluşturulmuştur. Mümin Gençoğlu, Bulgaristan Türklerinin hakları için verdiği mücadelede eşsiz bir lider ve ilham kaynağı oldu. Onun cesareti, özverisi ve vizyonu, halkının onuru ve özgürlüğü için savaşan bir nesne de rehberlik etti. Zorluklarla dolu bir dönemde bile asla pes etmedi ve her türlü engellemeyi, her türlü badireyi aşmayı başardı. Türkiye’de biliyorsunuz soydaşlarını hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Zulmün doruk noktasına vardığı 1989 yılında başlatılan zorunlu sürecinde soydaşlarına kapılarını açtı, kucakladı ve onlara yuva oldu. Tabii burada Turgut Özal'ı da göstermiş olduğu liderlik için rahmetle anmamız gerekiyor. Öyle stratejik liderlikler gösterdiğinizde, cesur olduğunuzda, soydaşlarınıza sahip çıktığınızda işte bunun karşılığını da görüyorsunuz. Allah ona da rahmet eylesin. Göç eden soydaşlarımızın problemleri için ülkemiz durmaksızın koşturdu. Hamdolsun özellikle son 20 yılda Türkiye'nin bu güçlü tutumu ivmelenerek şu anda devam ediyor” dedi.    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde artık vatandaşların haklarını daha güçlü bir şekilde savunuyor ve arkalarında dimdik durabiliyoruz diyen Varank, “Gerek milli kültürümüzün, gerekse de ana dilin kurulması noktasında çok ciddi ve önemli adımlar atıyoruz. Yurtdışı Türkler Başkanlığı, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Maarif Vakfı'yla başta Balkan coğrafyası olmak üzere dünyanın her bölgesinde vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın ihtiyaçları için yer alıyoruz. Oralarda varlık gösteriyoruz. Ecdat yadigarı eserleri muhafaza etme ve restore etmenin yanı sıra eğitim, sanat, kültür, tarih ve ekonomik alanlarda iz bırakan projelere imzalar atıyoruz. Temennim şudur ki, milletimizin vereceği doğru kararla Türkiye'nin dünyadaki pozisyonunu giderek güçlenmesi önümüzdeki dönemde de devam edecektir. Türkiye, tüm dünyada mazlumların sesi olmaya devam edecek. Aynı günün Gençoğlu'nun Bulgaristan Türkü soydaşlarımızın sesi olması gibi. Eğer güçlü bir liderlik sergileyebilirsek, biz soydaşlarımızın hakkını savunmada, cesur olabilirsek inşallah soydaşlarımızın kendi yaşadığı ülkelerdeki varlıklarını da çok daha güçlü bir pozisyona getirebiliriz. O ülkelerde onların siyasetin. Artık bir nesnesi değil, öznesi konumuna gelmelerini sağlayabiliriz. Türk dünyasının, soydaşlarımızın dünyada çok güçlü bir şekilde yer almasını sağlayabiliriz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu varlığımızı biz sürdürmeye devam edeceğiz. Bu anma programı da sadece Mümin Gençoğlu'nun hatırasını yaşatmakla kalmayacak. Aynı zamanda genç nesillere, onun mücadelesini ve değerlerine aktarma açısından önemli bir fırsat sunacaktır. Biz ve soydaşlarımız büyük mücadeleler verdi. Hala soydaşlarımızın kendi yaşadığı coğrafyalarda, ülkelerde verdiği mücadeleler var. Ama Turhan Bey'in de söylediği gibi belki Türk olarak doğabilirsiniz. Ama Türk oğlu Türk kalmak için işte böyle eserlerle çocuklarımıza, torunlarımıza geçmişimizi mutlaka hatırlatmanız gerekiyor. Bu mücadeleleri öğretmeniz gerekir ki, bizim ne kadar yüce bir millet olduğumuzu da hiçbir zaman unutmayalım” şeklinde konuştu.    Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı (YTB) Abdullah Eren de, “Ahde vefa imandandır. Türkiye'nin bugünkü haline gelmesinde, Kafkaslardan, Balkanlar'dan büyük Osmanlı coğrafyasından kopup şu an 784 bin kilometrekare olan bu ana vatanımızın oluşmasında emeği geçen göçmen toplulukların hatırlanması ve yad edilmesi gerekir. Şüphesiz bunların içerisinde Balkan Rumeli göçmenleri çok önemli bir yer tutmaktadır. Balkanlar'ın mirasını yaşatmak için çok önemli çalışmalara imza attık. Münim Gençoğlu, 19 yaşında Türkiye'ye sadece bir ceketiyle gelmiş. Fakat sonra hem önemli bir sanayici hem de çok önemli bir siyasetçi ve bunların ötesinde çok önemli bir toplum adamı olmuş, toplum insanı olmuş ve Türkiye'de bugün 30’uncu yılda kendisini hayırla yad ettiğimiz çok önemli bir figüre dönüşmüştür. Güçlü bir Türkiye'nin oradaki vatan, oradaki soydaşlarımızı ne kadar güçlü bir hale getirdiğini de çok net bir şekilde görüyoruz. Biz çalışmalarımıza bundan sonra da devam edeceğiz. Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı olarak her zaman Evladı Fatiha'nın mirasına sahip çıkıyoruz. Bundan sonra da çıkmaya devam edeceğiz” dedi.    Ailesi adına konuşan oğlu Turhan Gençoğlu ise “Babamın kurmuş olduğu Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin (BAL-GÖÇ) isminde dikkat ederseniz ne Türk kelimesi vardır. Ne de ona benzer bir şey vardır. Bazı arkadaşlar bunlara karşı çıktılar. Ama biz amacımızın farklı olduğunu dile getirdik. Biz üzüm yemek istiyoruz. Bağcıyı dövmek değil. Bulgaristan’da yaşanan asimilasyon sırasında bütün dünya toplumlarının desteğini arkamıza alabilmek için Avrupa’ya gittiğiniz zaman Bulgaristan’da yaşayan etnikler, Müslüman alemine gittiğiniz zaman Bulgaristan Müslümanları, Türkiye’ye geldiğimizde ise, Bulgaristan Türkleriydi. Öyle günlerdi ki, bir Amerika’dan, bir Avrupa’dan insan hakları örgütleri bizlere neler teklif ediyorlardı. Bizleri silahlandırmak istiyorlardı. Kırdıracaklardı bizleri. Rahmetli babam Mümin Gençoğlu’nu zamanında Bulgaristan dış işleri bakanını basın toplasına soktuk. Babam, ‘Bulgaristan’da Müslüman Pomaklar var’ dendiğinde ayağa kalkarak, ‘Benim adım Mümin Gençoğlu, ben Bulgaristan’ın cebel köyünde doğdum. Ben Türk oğlu Türk’üm’ dediğinde Bulgaristan dış işleri bakanı toplantıyı terk etmek zorunda kaldı. Birçok yerde yaşadığımız sıkıntıları dile getirdik. Daha Bulgaristan köşeye sıkınca olanları herkes biliyor. Bugün isimlerin geri iadesinden mezar taşlarındaki isimlerin değişmesine, Türkiye’deki seçimlerde Bulgaristan’daki kardeşlerimizin oy vermesinden sosyal hakların iadesine kadar yapılan birçok şeyden Gençoğlu ailesi olarak büyük onur duyuyoruz. Ben diyorum ki, Aslan babam, gözün arkada kalmasın senden aldığımız bayrağı elimizden geldiği kadar götürmeye devam ediyoruz” diye konuştu.    Programın ardından Bakan Varank, Mümin Gençoğlu’nun hayatını kaybettiği trafik kazasında kaybolması nedeniyle, hatıra kimliği Turhan Gençoğlu’na hediye etti. Ayrıca Mümin Gençoğlu’nun hayatını ele alan 'Göçmen Babası Mümin Gençoğlu' kitabı etkinliğe katılanlara ücretsiz dağıtıldı.

Çanakkale Şehitleri 108. yılda aynı ruhla İznik'te alındı Haber

Çanakkale Şehitleri 108. yılda aynı ruhla İznik'te alındı

İznik Belediyesi Şehit Piyade Komando Çavuş Fehmi Barcın Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ilk program Şehit Sedat Pelit Anadolu Lisesi tarafından hazırlandı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda duygu dolu anlar yaşandı. Öğrencilerin İznikli Şehitlerin resimlerini çıkardıkları anlarda katılanlar gözyaşlarını tutamadı.    Buradaki programa İznik Kaymakamı Recai Karal, Belediye Başkan Vekili Halil Arslan, Cumhuriyet Savcısı Sayın Muhammed Cuma Yanmaz, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Çağlar Önderışık, İlçe Emniyet Müdürü Mithat Öztaş, Gaziler Derneği Başkanı İbrahim Eroğlu ve yönetimi, Şehit Aileleri ve yakınları, Siyasi parti temsilcileri, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Müdürleri, Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcileri, öğretmenler ve öğrencilerin yanı sıra İznikli vatandaşlar da katıldı.    Bir sonraki program ise İznik Şehitliği’nde gerçekleşti. Burada İznik Kaymakamı Recai Karal ve Belediye Başkan Vekili Halil Arslan’ın şehitler anıtına çelenk sunmalarının ardından saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okundu. İznik Kaymakamı Recai Karal Şehitlik defterine “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı. Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. Sen Şehit oğlusun incitme yazıktır atanı. Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı. Diyerek ruhunu teslim eden sayısız ecdat. Sizlerle aynı ülküde ve aynı inançla emanetinizin değerini bilerek sadakatle ve onu sonsuza dek koruyacağız. Aziz, pak, yüce hatıranız önünde saygıyla eğiliyoruz, ruhunuz şad olsun” metnini not düştü.    Günün anlam ve önemi belirten konuşmayı Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş İsmail Güven gerçekleştirdi. Yapılan duanın ardından ilçe genelindeki tüm Şehitlikler ve Şehit Aileleri İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından ziyaret edildi.

Hocalı Katliamı’nın kurbanları anıldı Haber

Hocalı Katliamı’nın kurbanları anıldı

Azerbaycan'ın başkenti Bakü’de, Ermenilerin 26 Şubat 1992'de gerçekleştirdiği Hocalı Katliamı'nın 31. yıl dönümünde 613 kurban anıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bakanlar, milletvekilleri ile birlikte çok sayıda bürokrat Hocalı Anıtı’nı ziyaret etti. Törene, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı da büyükelçilik çalışanları da katıldı. Aliyev, tören alanına gelerek anıta çelenk bıraktı ve saygı duruşunda bulundu. Törenin ardından vatandaşlar da anıta karanfil bıraktı.      “Hepimizin görevi bu birliği sarsılmaz kılmak ve ebed müddet yaşatmaktır”    Büyükelçi Bağcı yaptığı açıklamada, “Ülkemizde meydana gelen yıkıcı depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımız, yaşadığımız büyük acı ve kederlerimiz için bugün kardeş Azerbaycan'da da gözyaşları dökülmekte ve yürek sızısını yansıtan şiirler yazılmaktadır. İşte bizi tek millet yapan, yüreklerimizin derinliklerindeki bu özdür. Bu öz bizim birliğimizi sarsılmaz kılmaktadır. Hepimizin görevi bu birliği sarsılmaz kılmak ve ebed müddet yaşatmaktır. Hocalı Katliamı'nın 31. yılında, yani 26 Şubat 1992'de Hocalı'da Ermeniler tarafından vahşice katledilen 613 kardeşimize ve vatan, millet, devlet, bayrak, egemenlik ve bağımsızlık, onların uğrunda canlarından geçen tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, manevi huzurunda saygıyla eğiliyoruz” dedi.      Hocalı Katliamı    26 Şubat 1992 tarihinde Rusya’nın desteğini alan Ermeni güçleri, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki Hocalı kasabasında Azerbaycanlı sivilleri toplu şekilde katletmişti. Hocalı’da 106’sı kadın, 70’i yaşlı ve 63’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan Türkü katledilirken, 150 kişi kaybolmuş, 487 kişi de ağır yaralanmıştı. Bin 275 kişi ise Ermeni güçler tarafından esir alındı. Naaşlar üzerinde yapılan incelemelerde ise insanların yakıldığı, gözlerinin oyulduğu ve başlarının kesildiği ortaya çıkmıştı.

II. Murad Bursa'da anıldı Haber

II. Murad Bursa'da anıldı

Osmanlı Devleti'nin 6. padişahı Sultan 2. Murad, 2 Şubat 1451 yılında Edirne'de vefat etti. Vefatının 572. yılında defnedildiği Muradiye Külliyesi içindeki kabrinde anma programı yapıldı. Bursa Valisi Yakup Canbolat ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın da katıldığı programda davetliler, Muradiye Camisi'nde kılınan cuma namazının ardından, Muradiye Külliyesi'nde bulunan kabri başında dua etti.    Başkan Aktaş, Yâsîn-i Şerif okumasının ardından yaptığı konuşmada, “Kelamıyla gönülleri, kılıcıyla ülkeleri fetheden bir sultanı ve yine onun bıraktığı eserlerden biri olan Muradiye Külliyesi içinde anmak üzere bir araya geldik. Bu vesileyle Ertuğrul Gazi’den Osman Gazi’ye, Orhan Bey’den Yıldırım Bayezid’e, Murad-ı Hüdavendigâr’dan Çelebi Mehmet’e kadar Bursa’nın inşası, imarı ve ihyâsında tüm ecdadımıza rabbimden rahmet diliyorum” diye konuştu.     2. Murad’ın hayatını anlatan Aktaş, daha sonra konuşmasına şöyle devam etti:    “İnce ruhlu, hassas, lütufkâr, adil, merhametli, sözüne sadık, cesur ve tedbir sahibi, kumanda kabiliyeti yüksek devlet adamıydı. Hemen bütün ömrünü savaş alanlarında geçirdi. Buna rağmen imar işlerini asla aksatmadı. Çok eser bıraktığı için ‘Ebû’l Hayrat’ diye anılırdı. Saltanatı döneminde Bursa, Edirne ve başka şehirlerde yoksullar için imaretler, vakıflar ve ulema için medreseler yaptırdı. İnşallah bu program, Sultan 2. Murad Han’ı daha iyi anlamamıza vesile olacaktır. Allah ondan razı olsun.”

Barış Manço unutulmadı: Vefatının 24. yıl dönümünde anılıyor Haber

Barış Manço unutulmadı: Vefatının 24. yıl dönümünde anılıyor

Türkiye'nin efsane sanatçılarından biri olan, 1 Şubat 1999 yılında kaybettiğimiz Barış Manço vefatının 24. yıl dönümünde anılıyor... 2 Ocak 1943 yılında İstanbul'da doğan Barış Manço, Türkiye'de rock müziğin öncüleri arasındadır. Manço'nun müziğe başlangıcı ise Galatasaray Lisesi'nde oldu.  ilk 45'liği Grafson Plak etiketiyle 1962 yılında yayınlandı. Barış Manço, Eylül 1963'te Belçika Kraliyet Akademisi'nde yüksek öğrenim görmek için Türkiye'den ayrıldı. 200'ÜN ÜZERİNDE BESTE 1970 yılının Kasım ayında, Dağlar Dağlar adlı plağını yayınladı. 700.000'den fazla satan Dağlar Dağlar'la birlikte yıldızı parladı. Dağlar Dağlar, Manço'ya Platin Plak Ödülü'nü kazandırdı. 1981 yılının sonlarına doğru "Sözüm Meclisten Dışarı" albümünü çıkaran Manço, müzikal kariyerinin zirve noktalarından birini yaşadı. Aynı yıl ilk kez baba olma heyecanını tattı. Bestelediği 200’ün üzerindeki şarkısı, kendisine on iki altın ve bir platin albüm ve kaset ödülü kazandırdı. Bu şarkıların bir bölümü daha sonra Arapça, Bulgarca, Flemenkçe, Almanca , Fransızca, İbranice, İngilizce, Japonca ve Yunanca olarak yorumlandı. 56 YAŞINDA ÖLDÜ Hazırladığı televizyon programıyla Dünya'nın pek çok ülkesine giden Manço 1991 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı Unvanı'na layık görüldü. Manço, 1 Şubat 1999 tarihinde, 56 yaşındayken Kadıköy'deki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.