Ameliyat Haberleri - Son Dakika Ameliyat Haber Güncel Gelişmeler

Mide küçültme ameliyatı sonu oldu!

Mide küçültme ameliyatında yaşamını yitiren Rojin Elveren'in ailesi olaya isyan edip Rojin'in doktorlarların ihmali nedeniyle öldüğünü savundu. Abla Rojda Elveren " Kardeşimin kıyafetlerini çöp poşetinde bize verdiler. 38 bin lira kefen parası oldu benim kardeşime. O hastanede daha önce bir kız daha ölmüş. Bilsek kardeşimi gönderir miydik? benim kardeşim gitti başkalarının kardeşi gitmesin" diye konuştu. 5 BİN LİRA KAPORA VERDİ, BAŞKA HASTANEYE YÖNLENDİRİLDİ Kağıthane’de bir restoranda kasiyer olarak çalışan Rojin Elveren (19) mide küçültme ameliyatı olmaya karar verdi. 103 kilo olan ve başta ameliyata sıcak bakmayan ailesini ikna eden Rojin Elveren, iddiaya göre önce Kağıthane Yeşilce Mahallesi’nde bulunan bir kliniğe gitti. Burada görüştüğü doktora 5 bin lira kapora veren genç kız, Bağcılar’da bir hastaneye yönlendirildi. AMELİYATTA ÖLDÜ Mide küçültme ameliyatı için hastane yetkilileriyle görüşüp 38 bin lira karşılığında anlaşan Rojin Elveren, 12 Temmuz Çarşamba günü girdiği ameliyat sırasında hayatını kaybetti. AİLESİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU Hastane odasında kızlarının ameliyattan çıkmasını beklerken ölüm haberini alan ailesi gözyaşlarına boğulurken genç kızın cenazesi ölüm nedeninin araştırılması için Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Mide küçültme ameliyatı sırasında hayatını kaybeden Rojin Elveren, 13 Temmuz Perşembe günü kılınan cenaze namazının ardından Ayazağa mezarlığında defnedildi. Rojin Elveren’in cenazesine katılan ailesi ve yakınları gözyaşlarına boğulurken olay nedeniyle soruşturma başlatıldı. "HASTANE VE DOKTORLARIN İHMALİ KIZIMI ÖLDÜRDÜ" Rojin Elveren’in babası Murat Elveren "Kızım 103 kiloydu, kilosundan şikayetçi olduğu için ameliyat olmak istedi. Aslında kilosu fazla değildi. Mide ameliyatına elverişli değildi, ben izin vermedim sonra beni ikna etti. Önce Kağıthane Yeşilce Mahallesi’nde bir kliniğe gittik buradaki doktor 5 bin lira kaparo alarak Bağcılar’da bir hastaneye yönlendirdi. Kızım da oraya gitti konuşup para konusunda anlaşıp gün alıyor. Gün içinde biz kızımla hastaneye gittik güler yüzle tahlillere başladık imza aldılar kızımdan ben de kızımın yanında olmak için orada genel sağlık kontrolü yaptırayım dedim. Kızım da ben de EKG çektirdik. Dahiliye doktoru kızıma sadece 'Alkol sigara kullanıyor musun' diye sordu. Sonra ameliyata elverişli diye gönderdiler. Herhangi bir test yapılmadan 40 dakika içinde kızımı ameliyata aldılar. Kızımı resmen orada öldürdüler. Hastane ve doktorun büyük ihmali var." dedi. "KIZIM ÖLÜNCE DOKTORLAR APAR TOPAR HASTANEYİ TERK ETMİŞ" Baba Elveren "Ameliyata alırken 'Yarım saat sonra kızınızı odanızda görürsünüz' dediler. 1 buçuk saat geçti, hâlâ kızım gelmedi. 2 saat sonra 3-4 doktor odaya gelerek bize "hastamızı entübeye aldık" dediler. 'Kanama olduğu için kalbi iki kere durdu. İlkinde kalbi çalıştırdık ama ikincide geri getirmek için şu anda müdahale ediyoruz. Başhekim de şu anda kızınızla ilgileniyor' dedi. Sonraki saatlerde 'Makinaya bağlı, uğraşıyoruz, çalışıyoruz' diye bizi sürekli oyaladılar. En sonunda polisler eşliğinde gelen doktorlar bize 'başınız sağ olsun' dediler. Sonra o hastanede çalışan başka bir doktorun polise 'kızın atar damarını patlatmışlar, doktorun büyük hatası var' dediğini duyduk. Kızım öldükten sonra doktorlar apar topar hastaneyi terk etmişler. Para için kızımı öldürdüler. Benim canım yandı başkalarının canı yanmasın. Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımız lütfen bu işin peşini bırakmasın. Biz şikayetçi olduk davamızdan vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu. "HASTANEYE VERDİĞİ 38 BİN LİRA KEFEN PARASI OLDU" Abla Rojda Elveren ise "Kardeşim ameliyat olmak istedi, 'Çok kilon yok' dedik. Yasal olarak 110 kilo altı ameliyat yasak normalde. Kardeşimi Yeşilce Mahallesi’nde gittiği klinikte 5 bin lira kapora alıp Bağcılar’daki hastaneye yolladılar. Burada kardeşimden 38 bin lira para istediler. Normalde ameliyattan 1 gün önce tüm tahlillerinin yapılması lazım ama 1 saat içinde her şeyi yapıp ameliyata almışlar. Kardeşim küçükken kalp hastası olduğunu söylemiş, 'Sorun olur mu?' demiş ve 'Yok sorun olmaz' denilmiş. Babam kalp ritimlerinin bozuk olduğunu Adli Tıp otopsi sonucundan öğreniyor. Kardeşimin kıyafetlerini çöp poşetinde bize verdiler. Ameliyat için 38 bin lira aldılar, 38 bin lira kefen parası oldu benim kardeşime. O hastanede daha önce bir kız daha ölmüş, bizim haberimiz yoktu. Bilsek kardeşimi gönderir miydik, benim kardeşim gitti başkalarının kardeşi gitmesin. Ben kardeşim için adalet istiyorum. Kardeşim bana 'Abla ben çok güzel olacağım, zayıflayacağım. Sonra seni de ameliyat ettirelim' dedi" diye konuştu.

İnce bağırsağından 3.5 kilogram ur çıkarıldı!

Ameliyatı gerçekleştiren Erzurum Şehir Hastanesi Cerrahi Onkoloji Uzmanı Dr. Mehmet Hamdi Sakarya; “Hastamız evinde ilk etapta karın ağrısı ve iştahsızlık hissediyor, halk arasında gelir geçer ağrı dedikleri bir rahatsızlık olduğu kanısı ile hastaneye müracaat etmiyor. Bir süre sonra rahatsızlık dayanılmaz derecede ağrılara neden olunca Erzurum Şehir Hastanesine geliyor yapılan çeşitli incelemeler sonucu hasta cerrahi onkolojiye yönlendiriliyor bize gelen hastamız Demir Çeliğe gerekli tetkik ve incelemeler sonucunda hemen ameliyat kararı aldık hastamıza durumunu izah edip gerekli operasyonu yaptık” dedi. 4 saatlik başarılı bir operasyon gerçekleştirdiklerini belirten Erzurum Şehir Hastanesi Cerrahi Onkoloji Uzmanı Dr. Mehmet Hamdi Sakarya; “Hastamızda ince bağırsağa ait tümör çok aşikar semptomlar göstermeden 36x28x26 cm ebatlarına kadar ulaşıp karın içinde tıkanma sonucunda çevresindeki bağırsakları da içerecek şekilde çürümeye ve delinmeye sebep olarak öldürücü bir klinik tablo oluşturmuştu. Hastaya 4 saati aşan bir sürede çoklu organ rezeksiyonu yapıldı. Operasyon da hem nazojejunal ve hem de nazogastrik sonda uygulaması aynı anda yapıldı ve yoğun bakıma alındı. Ardından çok ciddi bir 15 günlük yoğun bakım tedavisi sonrasında sağlığına kavuşturuldu” dedi. Dr. Hamdi Sakarya “Bu kadar ölümcül tablodaki hastaların yaşama döndürülmesi, başarılı bir ameliyatın yanında ameliyat sonrası tecrübeli ve özverili bir yoğun bakım tedavisi de gerektirmektedir. Erzurum Şehir Hastanesinin Modern Yoğun Bakımlarında multidisipliner ve yetişmiş çok tecrübeli ve özverili bir ekip çalışmasıyla bu ve buna benzer yüzlerce Cerrahi Onkoloji vakası yaşları ve ek hastalıkları ne olursa olsun çok başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir” dedi.

Fenerbahçe'de Altay Bayındır ameliyat oldu

Fenerbahçe'de MKE Ankaragücü maçında belindeki sakatlık nedeniyle forma giyemeyen başarılı file bekçisi Altay Bayındır, ameliyat edildi. Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, "Kaptanımız Altay Bayındır, başarılı bir bel fıtığı operasyonu geçirmiştir. Rehabilitasyon ve tedavi süreci başlayan oyuncumuza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" denildi.

Bursa Şehir Hastanesi'nde bir ilk

Halk arasında 'mor bebek hastalığı' olarak bilinen, 'Fallot Tetralojisi' isimli kalp hastalığı ile doğan ve bu hastalık nedeniyle bebeklik çağında ameliyat olan 34 yaşındaki Özcan Öter, ilerleyen yaşla beraber nefes darlığı, çabuk yorulma gibi yeni sorunlarla karşılaşması üzerine Bursa Şehir Hastanesi Kardiyoloji Kliniği'ne müracaat etti. Burada Doç. Dr. Selma Kenar Tiryakioğlu tarafından tetkik edilen hastanın, kalpten akciğere giden damarında darlık ve yetmezlik olduğu tespit edildi. Doktorların ortak kararı sonucu, hastaya kapalı yöntemle ameliyat olması önerildi. Hastanın ameliyatı kabul etmesi üzerine aynı klinikte görev yapan Prof. Dr. Hakan Erkan ve ekibi, yaklaşık bir buçuk saat süren kapalı operasyon ile damara yapay kalp kapakçığı yerleştirme işlemini başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. Ameliyattan kısa süre sonra taburcu olan hasta ise doktorlarına ve hastane yöneticilerine teşekkür etti. Hasta Özcan Öter’i uzun süredir takip ettiklerini belirten Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Doç. Dr. Selma Kenar Tiryakioğlu, “Özcan, fallot tetralojisi sebebiyle takip ettiğimiz bir hasta, fallot tetralojisi doğumsal bir kalp hastalığıdır. Bu hastalar erişkin yaşa geldiklerinde akciğere giden damara ait kapakta ciddi yetersizlikler olur ve bu yetersizliğe bağlı kalp yetersizliği şikayetlerinden genellikle muzdarip olurlar. Bu yaşlarda buradaki kapağın müdahale edilmesi ve değiştirilmesi gerekmektedir. Biz, hastamız Özcan Bey’i poliklinikte gördüğümüzde yaptığımız tetkikler sonucunda kapalı yöntemle perkütan olarak, bu kapağın değiştirilebileceği ile ilgili bir kanaatimiz oluştu. Hastayı da bu konuda bilgilendirdik. Hastamız da bunu kabul etti ve ardından ameliyat işlemini gerçekleştirdik” dedi. Yapılan bu operasyonun, fallot tetralojisi olan hastalarda modern tedavi yöntemi olduğunu dile getiren Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Erkan ise, “Bu işlem ülkemizde bazı merkezlerde güvenli ve tecrübeli bir şekilde yapılmaktadır. Biz, Bursa genelinde daha önce yapılmamış olan bu işlemi Bursa Şehir Hastanesi olarak gerçekleştirmiş olmanın sevinci ve mutluluğu içindeyiz” şeklinde konuştu. Ameliyatının başarıyla geçtiğini vurgulayan hasta Özcan Öter ise, “Doğuştan beri bu rahatsızlığım var. Küçükken bir ameliyat olmuştum. Bu ameliyatın ardından düzenli bir şekilde kontrollere geldim. Daha sonra doktorlara akciğere giden damarda sorun olduğunu söylediğimde bir müdahale olması gerektiğini söylediler ve ameliyat kararı alındı. Ameliyat süreci çok güzel geçti. Doktorların desteği çok güzeldi. Allah izin verirse daha da güzel olacak buna inanıyorum. Yoğun bakım sürecinde de gerek hemşire arkadaşlarımız gerek doktorlarımız olsun gayet güzel ilgilendiler. İki gün yoğun bakımda kaldım. Ardından normal bir odaya geçtim. Kendimi şu an iyi hissediyorum” ifadelerini kullandı.

Bursa Şehir Hastanesi'nde bilinci açık hastaya beyin ameliyatı

2019 yılında yapılan beyin tümörü ameliyatının ardından sağlığına kavuşan 38 yaşındaki İsmail Subaşı, hastalığı tekrardan nüksedince ilk ameliyatını gerçekleştiren Bursa Şehir Hastanesi'nde görevli Beyin Cerrahı Prof. Dr. Mehmet Ali Ekici'ye başvurdu. Prof. Dr. Ekici tarafından yapılan tetkiklerde tümörün tehlikeli bir bölgede bulunduğu ve ameliyat sonrası hastanın felç olma riski olduğu ailesiyle paylaşıldı. Ailenin onay vermesi ile Subaşı'ya, Türkiye'de sayılı hastanede uygulanan uyanık kraniotomi (uyanık beyin ameliyatı) tekniği ile bilinci açık bir şekilde ameliyat yapıldı. Başarıyla geçen operasyon sonucu Subaşı, sağlığına kavuştu. Hasta ile ameliyat sırasında konuşarak beyin tümörünü çıkarttıklarını belirten Bursa Şehir Hastanesi'nde görevli Beyin Cerrrahı Prof. Dr. Mehmet Ali Ekici, “Bu ameliyatın özelliği hastanın tümörü sağ beyin yarısında hareket merkezinin hemen dibindeydi. Motor lif dediğimiz hareket sağlayan lifler vücudun karşı tarafını çalıştırıyor. Amacımız, motor sağ merkeze zarar vermeden tümörün tamamını ya da tamamına yakınını çıkartmaktı. Hastamızı 5 senedir takip ediyorduk. Tümörü küçük evreliydi. Fakat 5 yıllık zaman zarfında bu tümör karakter değiştirdi. Kontrast dediğimiz ilaç tutulumu ve tümör içerisinde nekroz adı verdiğimiz kistik alanlar oluştu. Bunu hasta yakınları ile paylaştık. Ameliyat kararını verirken, riskli bir alan olduğu için vücudunun felç olma riskini de ailesiyle paylaştık ve neticesinde ameliyat kararı verdik” dedi. Kişiye özel işlem yapıldı Birçok merkezde bu ameliyatın yapılamadığının altını çizen Prof. Dr. Ekici, “Bu ameliyat için çok uyumlu anestezi ekibi de gerekiyor. Bu tek başına çok yetenekli de olsanız da yapabileceğiniz bir iş değil. Hastayı uyutmadan ameliyatının gerçekleştirilebilmesi için ciddi bir ön hazırlık aşaması var. İnce kesit MR'lar dâhil, navigasyon teknolojisinin hepsini kullandık. Her insanın yüz yapısı, damar yapısı, sinir yapısı farklı. Burada kişiye özel bir işlem yapıldı ve bu işlem sırasında hastayı herhangi bir riske atmadan hastayla konuşarak, kolunu ve bacağını hareket ettirmesini isteyerek tümörü çıkarttık” şeklinde konuştu. Sonuçtan memnunuz Hastanın ağabeyi Şerafettin Subaşı ise “Kardeşim 2019 yılında beyin tümörü ile ilgili bir rahatsızlık geçirmişti. O dönem Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan Mehmet Ali hocamızı bulduk. Orada beyin ameliyatını oldu. O ameliyat başarılı geçmişti. Bu hastalık geçen süreçte tekrar nüksettiğinden dolayı tekrar ameliyata girme durumu oluştu. Hocamız Mehmet Ali Bey, bu sefer Şehir Hastanesi'nde idi. Tekrar kardeşimle ilgilendi. Ameliyatını o gerçekleştirdi. Kardeşim başarılı bir şekilde ameliyatı atlattı. Hocamızdan tekrar Allah razı olsun. Ben kardeşim adına ve ailemiz adına çok memnunum” diye konuştu.

Sünnet için hastaneye götürülmüştü! Annesi ameliyathaneyi bastı...

Olay, 7 Mart’ta Ergani ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, S.Y., 4 yaşındaki oğlu B.Y.’yi sünnet edilmesi için Ergani Devlet Hastanesine götürdü. Sünnet yapıldığı düşünülen B.Y. yanlışlıkla ameliyata alınarak, bademcik ve geniz eti alındı. Anne S.Y., 15 dakikalık sünnet işlemi yerine saatlerce oğlundan haber alamayınca oda oda, kat kat gezmeye başladı. S.Y., en sonunda oğlunu ameliyat masasında buldu. Durum karşısında şaşıran aile, avukatları aracılığıyla dava açtı. 'AMELİYAT YERİNİ BASTIM' Anne S.Y., çocuğunu doktora götürdüğünde iltihap kaptığını ve sünnet olması gerektiği cevabı aldığını söyledi. Tedavi için iğne verildiğini belirten S.Y., “İğnesini kullandıktan sonra randevu aldım, ‘yarın gelin’ dediler. Dosyamı, hepsini hazırladım. Hastaneye gittiğimde bana yarın gelmemi söylediler. Sünnet ameliyatı için ameliyathaneye götürdüler, bademciğİ alınmış dediler. Sünnet için götürdüm. Aradan 2,5 saat geçti. İkide bir 'Çocuğum nerede?' diyorum. Sünnet normalde 15 dakika sürüyor. Sabah 09.00’da içeri girdim, 12.00’ye kadar çocuğum gelmedi. Bana diyorlar, ‘Annesi biz teslim etmişiz; demek ki sen görmemişsin.’ Kapının önünden gitmediğimi söyledim. Her yere baktım çocuğum yok. Daha sonra ameliyat yerini bastım. Gittiğimde hala işlem yapıyorlar. Neresinden ameliyat ettiklerini bilmiyordum, çığlık attım. Orada doktor sinirlendi, masalar devrildi. Sünnet için götürdüm, sünnet edilmedi. Bademcik ile geniz eti alınmış” dedi. Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü ise söz konusu iddiaya ilişkin soruşturma başlatıldığını açıkladı.

Epilepsi hastası çareyi Bursa'da buldu

Iğdır’da yaşayan 20 yaşındaki Elif Celayir, yaklaşık üç yıl önce epilepsi nöbeti geçirince, ailesi hastalıktan kurtulması için araştırmalara başladı. Ailesi ile birlikte İstanbul ve Ankara’da birçok hastaneye başvuran Celayir, istediği sonucu alamayınca soluğu Bursa Şehir Hastanesinde aldı. Burada yapılan inceleme ve tetkikler sonucu ameliyat kararı alınırken, Beyin Cerrahı Prof. Dr. Mehmet Ali Ekici tarafından başarıyla yapılan ameliyat sonucu Celayir, hastalıktan kurtuldu. Hastanın uzun yıllardır dirençli epilepsi teşhisiyle başka hastanelerde takip edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Ekici, “Hastamız bize geldiğinde epilepsi cerrahisi yapılması gerekiyordu. Bu tür hastaların tedaviye ulaşmada sıkıntılı olduğunu biliyoruz. Sadece cerrahi ekibin olması gerekmiyor, çok ciddi nöroloji desteği gerektiren bir konu. Hastaların cerrahi kararı Epilepsi konseyinden çıkıyor. Nöroloji, nöropsikiyatri, radyoloji, nükleer tıp ve beyin cerrahisinin bir arada olduğu multidisipliner işbirliği gerekiyor. Bizim burada güçlü bir nöroloji ekibimiz var. Hastanın durumunu nöroloji ile görüşüp, kısa sürede ameliyatını başarıyla yaptık ve epilepsi odağını çıkarttık” dedi. Hastanın ameliyat sonrası durumunun gayet iyi olduğunu bildiren Prof. Dr. Ekici, bundan sonraki süreçte nöroloji ekibi tarafından takibinin yapılacağını belirtti.

Kahreden olay! Genç kadın, burun estetiği ameliyatında öldü

Olay, dün Yakuplu Mahallesi'nde bulunan bir özel hastanede yaşandı. 22 yaşındaki üniversite mezunu güvenlik görevlisi Seher Kılıççı, burun estetiği ameliyatına girdi. Ameliyat sonrası komplikasyon geliştiği iddia edilen Kılıççı bir daha uyandırılamadı. Kılıççı buradan başka hastaneye sevk edilirken ambulansta da öldüğü iddia edildi. Yaşanan olay sonrası ailenin şikayetçi olduğu öğrenildi. Kılıççı'nın cenazesi bugün Silivri Zeki Çevik Camii'nde kılınan namazın ardından son yolcuğuna uğurlandı. Kılıççı'nın tabutun üstüne ise gelinlik konulması ise görenleri yüreklerini dağladı. Estetik ameliyatı sonrası ölen genç kadın, ‘Heyecanlıyım nefesim kesiliyor' demiş Beylikdüzü'nde özel bir tıp merkezinde olduğu estetik ameliyatı sonrasında ölen genç kadın güvenlik görevlisinin son sözleri, “Şu anda müsait değilim nefesim kesiliyor” oldu. Beylikdüzü Devlet Hastanesi'nde güvenlik görevlisi olarak çalışan 22 yaşındaki Seher Kılıççı, yine aynı ilçede bulunan özel bir tıp merkezinde dün geçirdiği burun estetiği ameliyatı sonrası narkoz etkisinden hiç çıkmadan hayatını kaybetti. Kılıççı'nın ailesi konuyla ilgili şikayetçi olurken cenaze namazı bugün Silivri'de kılınan namazın ardından Silivri Mezarlığı'na defnedildi. Konuyla ilgili konuşan acılı akrabası Adnan Kılıç, “Kızımız burun ameliyatı için kliniğe gitti ölü olarak gönderdiler cenazesini aldık. Klinik başka bir yere sevk ediyor ama oraya zaten ölü olarak geliyor. Ameliyattan önce Seher'in yanında ablası vardı. Seher doktora, ‘Şu anda müsait değilim nefesim kesiliyor' demiş. Doktor bir şey olmaz diyor bazı vakalarda böyle şeyler oluyor demiş. Sonra ameliyattan sonra kalbi duruyor doktor müdahale ediyoruz kalbi çalışmadı diyor. Ambulans çağırıp gönderiyorlar başka yere. Tamamen doktor hatası. Şikayetçiyiz” dedi. Olay sonrası hastaneden edinilen bilgilerde, ölüm sebebinin 'Malign Hipertermi' diye bilinen; çoğu zaman genetik kaynaklı olan, ani ve çok hızlı gelişen, önlenemez aşırı ateş yükselmesine bağlı olduğu belirtildi.

AÜ Rektörü Özkan'dan Nobel hedefi: Aday gösterilirse...

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, dünyada tüm rahim nakillerinin, "Ömer Özkan" tekniği ile yapıldığını kaydederken, "Bütün dünyada kullanılan bizim kullandığımız teknik. Özkan ekibinin yaptığı tekniktir. Eğer Nobel’e aday gösterilirse alacağını düşünüyorum" dedi. AÜ Rektörü Özlenen Özkan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü çerçevesinde kentte görev yapan gazetecilerle sosyal tesislerde bir araya geldi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş’ın da katıldığı programda açıklamalarda bulunan Özkan, Antalya Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle hayata geçirdikleri otoparkın kısa süre sonra hizmete gireceğini bildirdi. Çocuk ve kadın doğum hastanesinin yapılması gibi bir hedefinin olduğunu da dile getiren Özkan, hasta yakınları için yapılan oteldeki çalışmaların birkaç ay içinde tamamlanacağını bildirdi. "Rahim nakli için çok talep var" AÜ’de birçok başarılı nakille ilklere imza attıklarını hatırlatan Özlenen Özkan, Sağlık Bakanlığına yaptıkları başvurunun onaylanmasının ardından akciğer nakline de başlayacaklarını işaret etti. Yaptıkları rahim nakillerinden Derya Sert ve Havva Erdem’in bebeklerini dünyaya getirdiğini işaret eden Özkan, "Rahim nakli için çok fazla talep var, bu başvuru sayısının karaciğer ve böbrek nakli bekleyenleri geçebilir" diye konuştu. Çok fazla kadının rahim nakline ihtiyacı olduğunu gördüklerini ifade eden Özkan, "Biz sadece rahimi doğuştan olmayanlara değil, bir şekilde rahmini sonradan kaybeden kadınlara da bu ameliyatı yapacağız. Değişik şekilde cinsiyet değişimi için başvuranlarda oluyor. Bunlar gerçekçi şeyler değil tabii ki. Dünyada da geçerli değil. Bu anlamda sadece kendi yumurtası olan evli, sperm sıkıntısı olmayan çiftlere yapılacak. Bu ameliyatın amacı kendi çocuğunu taşımasıdır. Türkiye’den ve yurt dışından ciddi bir talep var. Eğer mevzuat gündeme gelirse belirlenen merkezler bu ameliyatı yapacaktır" şeklinde konuştu. "Nobel'lik bir iş" Bu başarılı operasyonun Nobel Ödülü noktasında düşünceleri sorulan Özkan, "Bakıldığı zaman dünyada Nobel’i böbrek, karaciğer nakli, tüp bebek almış. Bu ameliyatta üreme fizyolojisinde bir çığır açtı. Asla üreyemeyecek bir insana kendi bebeğini doğurma şansı verdi. Bu anlamda bu durum Nobel için çok uygun bir durum. Uzun zamandan beri bir kliniğe verilmemiş bu ödül. Tıp Nobel’i insanlığa faydası olan, yaygın olan prosedürlere göre veriliyor. Bütün dünyada kullanılan bizim kullandığımız teknik. Özkan ekibinin yaptığı tekniktir. Eğer Nobel’e aday gösterilirse alacağını düşünüyorum. Ameliyatın yavaş yavaş bu kriterleri sağladığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.