Özlem Yağmur yazdı.. "Bursa hepten zıvanadan çıkmış!"

Allah da beni bu emsalsiz aymazlığımdan, idraksizliğimden ötürü davul etsin!

Meğer gerçekmiş!

Kaç günlerdir insanlar yazıyor, çiziyor, vaziyetin vahametini bir de güzel anlatıyor.

Ben de görüyor ve ekserisini okuyorum hatta.

Gel gelelim, "yok artık! Daha neler?" Moduna girdiğimden, bir türlü hadiseyi idrak edemiyorum.

Edememek de değil tam olarak.

Daha da vahim zira...

Böyle bir şeyin gerçek olamayacağına dair o denli peşin hükümlü bir kanaate sahibim ki, yazan çizenle içten içe dalga geçiyorum, "bunlar da işin iyice suyunu çıkardı" diye...

Meğer dalga geçilecek durumda olan bizatihi benmişim!

Meğer, benim durumum vahimmiş!

Meğer, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı MustafaBozbey...

Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal ÇİFTİNE, cidden...

Ciddi ciddi...

Hatta çok ciddi bir biçimde Heykel'deki tarihi Belediye Binası'nı sunmaya niyet etmiş!

Hani Atatürk'ün, ölümünden kısa bir süre önce, her şeye rağmen gücünü toplayarak en son Zeybek oynadığı yer olan tarihi Belediye Binası'nı, Mayruk ve Şansal çiftine, "gelin de burada moda müzesi, bi şeysi kurun" diye verecekmiş ciddi ciddi!!!

Aklı almayan, kafası basmayan, bir türlü idrak edemeyen benmişim?

Eyvahlar olsun!

Hakikaten, hem eyvahlar olsun, hem de yazıklar olsun!

İşin daha da trajiği, Barbaros Şansal, kendisini VIP araçla adliyeden aldıran ve ardından da yemeğe çıkaran Bozbey'le birlikteyken katıldığı bir FETÖ'cü yayınında (Can Dündar falan var. O derece yani...) Bozbey'in ısmarladığı yemekteki lokmaları yutmaya çalışırken bağlanıp...

Ağzını şapırdata şapırdata anlatıyor gevrek gevrek... (Kırıtarak ve de iftiharla...)

"Başkanımız beni (gözaltına alındığım) adliyeden siyah beyaz VIP araçla aldırdı. Şimdi yemekte birlikteyiz. Bize Heykel'deki tarihi binayı verecek!"

Vay vay vay vay!

Zor verir be şekerim!

Bi kere, Heykel'deki tarihi bina, "Başkanının" babasının malı değil!

Sen-siz dahil hiç kimseye, hiç bir sebeple veremez!

Vermesi teklif dahi edilemez!

Topluca delirmeyin istirham ederim.

Aklınızı başınıza toplayın.

...Da, Bararos'a hitap etmek hoşuma gitmiyor.

Bozbey'e hitap etsem...

Kifayetsiz kalıyor.

Düşünün ki, bu ikilinin kurduğu bi vakıf mı ne varmış...

O vakfın da haliyle mütevelli heyeti varmış.

Bu ikili, Bozbey, mütevelli heyet falan hep birlikte gezmişler bir de tarihi Belediye Binası'nı!!!

Yetmemiş.

Münasip bulmuş çiftimiz.

Ki, FETÖ yayınında ağzını şapırdata şapırdata anlatıyor Şansal, muhtemeldir ki karşısında oturan Bozbey'e minnetle...

Atatürk'ün en hasta haliyle geldiği son Bursa gezisinde Zeybek oynadığı tarihi eser, bundan sonra çiftimiz ve mütevelli heyeti tarafından "nasıl gelinlik, abiye elbise, şarkıcılara sahne elbisesi felan dikilir" temalı müzeye dönüştürülecek!

Bursa hepten zıvanadan çıkmış!

Bizler de, zıvanaya geri döner mi diye bekliyoruz. (İyi mi?..)

Yahu...

Bozbey'in hiç aklı başında yakını, eşi dostu, danışmanı, bi şeysi yok mu?

"Başkanım... Biraz fazla kaçıyor! Dursak ve düşünsek mi?" Diyeni, diyebileni yok mu?

İnsanların cinsel tercihleri, yamacıma ilişmedikleri, cıvımadıkları ve çoluğumdan çocuğumdan mümkün mertebe uzak durdukları sürece umurumda olmasın diye çabalayanlardanım.

Tüm yasal ve sosyal hakları noktasında en eşitlikçi hislerimle destekçileriyim.

...De.

Modacı Yıldırım Mayruk'un aklını, hastalandığı bir geceyi O'nun evinde geçirdikten ve sabah da Mayruk işe gittikten sonra O'na, "Çerkez Tavuğu, tavuk suyuna çorba ve pilav" yaparak fethetmiş bir Barbaros...

Adliyeden Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin VIP aracıyla alındıktan sonra Bozbey'le yemeğe gitmiş bir Barbaros...

Katıldığı Fetö yayınında ağzını şapırdatarak, gevrek gevrek, "başkan o tarihi binayı bize verdi!" Diyorsa...

Benim tepem atıyor!

İlla böyle bir açılım lazım idiyse...

Velev ki, bir takım mecralara verilmiş sözler vardır.

Gönderilmesi gereken selamlar vardır.

Nasıl desem...

Onlar seçim sürecinde sizi çok fena desteklemiştir, de... Şimdi de sıra sizdedir misal?..

Hayat bu ya, olmuştur.

İlla ki, Bursa'ya efemine bir müze tesis etmek lüzumu hasıl olmuştur.

Bari FETÖ'süz olanı seçeydiniz?

İkisi birden sizce de fazla ağır kaçmadı mı?

Bursa için lüzumundan fazla ve tehlikeli bir vaziyet değil mi?

Hasılı...

N'ooluyoruz?

Finalde nete getirecek olursak...

Allaisen aklınızı başınıza toplayın!

Daha fazla zırvalamayın.

Seçime kadar beş vakit namaz!

Seçimden sonra, bu tatlış çifte, FETÖ'cü yayınında muştuladıkları Heykel'deki tarihi Belediye Binası!

Olmaz...

Oldurmayız!

Tekraren belirtmek gerekirse...

Kimin kime, sabah uyanınca tavuk suyuna çorba yaptığı beni gerçekten hiç ilgilendirmiyor.

Yarasın. Afiyet olsun...

Ancak herkesin bir haddi, hududu olsun.

Sınırlarını bilsin.

Bugüne kadar RANTÇILARA karşı mücadele ediyorduk!

Demek kaderde bir de, Atatürkçü CHP'ye karşı Atatürk'ün manevi mirasını bu Teletabi'lerden korumak varmış!

Hakkımızda hayırlısı olsun...