Osmanlı'nın "gül bahçesi" Edirne'de yine her yerde güller açacak
Osmanlı'nın "gül bahçesi" Edirne'de yine her yerde güller açacak
Osmanlı döneminde gülcülüğün merkezi olduğu bilinen Edirne'de, kentin bu alanda yeniden söz sahibi olması için çalışmalar yürütülüyor.
Evliya Çelebi`nin de Seyahatname`sinde övgüyle bahsettiği gül üretiminin eski günlerine kavuşması için 4 yıl önce Trakya Üniversitesinin öncülüğünde çalışma başlatıldı.
Edirne gülünün turistik bir öge olacağını anlatan Bacıoğlu, şunları kaydetti: "Edirne gülünü ana vatanına getirmek için kentteki kurumların çalışmaları var. Amacımız gelecek yıllarda turizm alanında, kırsal kalkınmada katma değer yaratması. Bu tür ürünlerin agro turizmde kullanılması bölge halkına ciddi gelir sağlıyor. Bulgaristan Kazanlık`ta ve Isparta`da ciddi gül üretimi var. Ancak Edirne önemli bir turizm şehri ve Edirne gülünün bu hareketliliğe dahil olması artı bir değer oluşturur.
Parfümeri sektörü, yiyecek-içecek alanında Edirne gülü kullanılmalı. Mayıs, haziran aylarında gül tarlalarının ziyarete açılması ve hasat etkinlikleriyle çok ciddi bir getiri elde edilebilir. Bunun yanında saray mutfağında gülün kullanımıyla ilgili çalışmaları ön plana çıkartıp gastronomi turizmine de katkı sağlanabilir."
Edirne gülünü kent kültürüne kazandırmayı, turistik ve gelir getirici bir ürün olmasını hedeflediklerini anlatan Tan, şöyle devam etti: "Amacımız bir kıvılcım yakmak, çevremize duyurmak ve ekmek isteyen üreticilere örnek olmaktı. Bunun yanında Edirne gülünün Bulgaristan gülü ve Isparta gülüyle akrabalık derecelerini ortaya koymak için bilimsel projeler yaptık. İçerdiği yağ bileşenleri, antioksidan içeriklerini ve fenolik madde bileşiklerini ortaya koymaya çalıştık. Bu çalışmalarla Edirne gülünü tanımlamış durumdayız.
Trakya`nın birçok yerine dağılmış ancak kaybolma noktasına gelmiş, sadece mezarlıklar, cami bahçeleri ve eski evlerin bahçelerinde bulunan bu gülü yeniden canlandırmaya ve tarım arazilerine katmaya çalışıyoruz. Tarım alanlarında ekilmesi ve yağ üretilmesi belli bir süreç alacaktır. Yanında gül işleme tesisleri olmalı."
Üniversitede gül bahçeleri oluşturuldu, Edirne gülünün yağ kalitesi ve yetiştirme özellikleriyle ilgili araştırma projeleri yürütüldü. Hasat edilen güllerin yağı çıkartıldı, gül suyu ve gül reçeli üretildi. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Edirne Belediyesi de kentin muhtelif alanlarında gül bahçeleri kurdu.
10 bin metrekarelik alana yaklaşık 3 bin kök gül dikilen şehrin yeninden gülcülükte adının öne çıkması için çalışmalar devam ediyor.
Sarayın gül suyu ve yağı ihtiyacı Edirne`den
Trakya Üniversitesi Havsa Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Park ve Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tan ise Edirne gülünü doğduğu topraklara geri kazandırdıkları için mutlu olduklarını ifade etti.
Osmanlı döneminde Edirne`nin gül bahçeleriyle meşhur olduğunu anımsatan Tan, "Edirne sarayının ve İstanbul`daki sarayın tüm gül suyu ve gül yağı ihtiyacı Edirne`deki üretim alanlarından karşılanırmış. Ancak Balkan Savaşları ve göçlerle birlikte gül tarımı zaman içinde önemini yitirmiş." dedi.
Tan, Trakya Üniversitesinin kentin kaybolan değerini yeniden ortaya çıkarmak için çalışmalar yaptığını dile getirdi.
Tarihi kayıtlara göre Osmanlı sarayının gül suyu ve gül yağının önemli bölümünü karşılayan şehirde 10 bin dekarlık alanda gül bahçeleri bulunuyordu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osmanlı'nın "gül bahçesi" Edirne'de yine her yerde güller açacak
Osmanlı döneminde gülcülüğün merkezi olduğu bilinen Edirne'de, kentin bu alanda yeniden söz sahibi olması için çalışmalar yürütülüyor.
Evliya Çelebi`nin de Seyahatname`sinde övgüyle bahsettiği gül üretiminin eski günlerine kavuşması için 4 yıl önce Trakya Üniversitesinin öncülüğünde çalışma başlatıldı.
Edirne gülünün turistik bir öge olacağını anlatan Bacıoğlu, şunları kaydetti: "Edirne gülünü ana vatanına getirmek için kentteki kurumların çalışmaları var. Amacımız gelecek yıllarda turizm alanında, kırsal kalkınmada katma değer yaratması. Bu tür ürünlerin agro turizmde kullanılması bölge halkına ciddi gelir sağlıyor. Bulgaristan Kazanlık`ta ve Isparta`da ciddi gül üretimi var. Ancak Edirne önemli bir turizm şehri ve Edirne gülünün bu hareketliliğe dahil olması artı bir değer oluşturur. Parfümeri sektörü, yiyecek-içecek alanında Edirne gülü kullanılmalı. Mayıs, haziran aylarında gül tarlalarının ziyarete açılması ve hasat etkinlikleriyle çok ciddi bir getiri elde edilebilir. Bunun yanında saray mutfağında gülün kullanımıyla ilgili çalışmaları ön plana çıkartıp gastronomi turizmine de katkı sağlanabilir."
Edirne gülünü kent kültürüne kazandırmayı, turistik ve gelir getirici bir ürün olmasını hedeflediklerini anlatan Tan, şöyle devam etti: "Amacımız bir kıvılcım yakmak, çevremize duyurmak ve ekmek isteyen üreticilere örnek olmaktı. Bunun yanında Edirne gülünün Bulgaristan gülü ve Isparta gülüyle akrabalık derecelerini ortaya koymak için bilimsel projeler yaptık. İçerdiği yağ bileşenleri, antioksidan içeriklerini ve fenolik madde bileşiklerini ortaya koymaya çalıştık. Bu çalışmalarla Edirne gülünü tanımlamış durumdayız. Trakya`nın birçok yerine dağılmış ancak kaybolma noktasına gelmiş, sadece mezarlıklar, cami bahçeleri ve eski evlerin bahçelerinde bulunan bu gülü yeniden canlandırmaya ve tarım arazilerine katmaya çalışıyoruz. Tarım alanlarında ekilmesi ve yağ üretilmesi belli bir süreç alacaktır. Yanında gül işleme tesisleri olmalı."
Üniversitede gül bahçeleri oluşturuldu, Edirne gülünün yağ kalitesi ve yetiştirme özellikleriyle ilgili araştırma projeleri yürütüldü. Hasat edilen güllerin yağı çıkartıldı, gül suyu ve gül reçeli üretildi. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Edirne Belediyesi de kentin muhtelif alanlarında gül bahçeleri kurdu. 10 bin metrekarelik alana yaklaşık 3 bin kök gül dikilen şehrin yeninden gülcülükte adının öne çıkması için çalışmalar devam ediyor.
Sarayın gül suyu ve yağı ihtiyacı Edirne`den
Trakya Üniversitesi Havsa Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Park ve Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tan ise Edirne gülünü doğduğu topraklara geri kazandırdıkları için mutlu olduklarını ifade etti. Osmanlı döneminde Edirne`nin gül bahçeleriyle meşhur olduğunu anımsatan Tan, "Edirne sarayının ve İstanbul`daki sarayın tüm gül suyu ve gül yağı ihtiyacı Edirne`deki üretim alanlarından karşılanırmış. Ancak Balkan Savaşları ve göçlerle birlikte gül tarımı zaman içinde önemini yitirmiş." dedi. Tan, Trakya Üniversitesinin kentin kaybolan değerini yeniden ortaya çıkarmak için çalışmalar yaptığını dile getirdi.
Tarihi kayıtlara göre Osmanlı sarayının gül suyu ve gül yağının önemli bölümünü karşılayan şehirde 10 bin dekarlık alanda gül bahçeleri bulunuyordu.
Oluşturulma Tarihi: 8 Mayıs 2024, Çarşamba 20:29
Galeriler