Özlem Yağmur Yazdı! "Bursa Siyasi Kulislerinden Mühim Seçmeler…"

Bursa Siyasi Kulislerinden Mühim Seçmeler…

Başlığın vasatlığına dikkatinizi çekerek başlamak istiyorum.
Eskiden de böyleydim ben. Yazıların gideri vardı, ancak başlık hep bi sıradan, hep bi sakil…
İşin fenası, ruh halim o kadar vasatın altında ki, başlığın perişanlığı umurumda dahi olamıyor.
İlk konumuz, basınla ilişkilerini bir türlü kurumsal düzeyde yürütemeyen CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin…
Zira Özgür Şahin, basınla-basın emekçileriyle, eltisiyle kavga eden sıkıntılı ev kadınları gibi didişiyor!
Bi dandik imalar, bi feci laf sokmalar…
Belirli periyotlarla tuhaf çemkirmeler!
Oysa bu çocuk eskiden böyle değildi. (Bu arada, Allah’ı var. Bana edilmiş tek bir kötü söz yok. Ben genel olaraktan ve de hariçten gazel okuyorum şu an.)
Tatlı, sevimli, barışçıl, uzlaşmacı falan bir insandı. (Ya da beni çok fena kandırdı.)
Oysa şimdilerde içinden kasabanın cadısı çıktı!
Bu arada Sevgili Özgür Şahin…
Hakkında yine şikayet var!

İddia o ki:

Yönetimini felan toplamışsın. Cümleten NİLBEL’in tesisine gitmişsiniz. (Yarasın…) Bi güzel yemiş içmişsiniz.
Gel gelelim…
30 bin artı (ekstralar) 5 bin lira… Eşittir 35 bin lira civarındaki faturayı ödemeden çıkmışsınız!
Denen o ki, NİLBEL’in başındaki İbrahim Mart çıldırmış ve faturayı, “ödeyin kardeşim” notuyla ilçeye göndermiş falan filan…
Oğlum NİLBEL sebil mi?
Memba mı?
Yenilecek, içilecek! Sonra hesap kamuya kitlenecek!?! (Hatta, bir nevi bana-bize kitlenecek. Zira, ortalama bir kuyumcudan fazla ödediğimiz o vergileri bulana-ödeyene kadar canımız çıkıyor bizim. Biz devlete vergi ödüyoruz. Devlet topladığı paraları İller Bankası kanalıyla belediyelere gönderiyor. Dolaylı olaraktan bakacak olursak, ya evinizde yiyin için, ya da bi zahmet cebinizden ödeyin. Siz ki en büyük, en engin solcularsınız… Kamu parasıyla beleş rakı içmek nedir? İçmemişsinizdir zaten. De, yine de içmeyin.)
Şadi Başkan, geldi geleli maaşları ödeyemiyor!
Çimleri biçtirecek, mazot parasını kim bilir kimlerden alıyor!
Hasılı…
Belediye darda!
E, emekçisine maaş ödeyemeyen belediyenin-kamunun, olmayan parasıyla rakı içilir mi?
Tüm bu iddiaların seni-sizi çekemeyen SOL düşmanlarının uydurması olduğuna tüm kalbimle inanmak istiyor…
Ve fakat, bir türlü muvaffak olamıyorum. Oldur mutlaka!
***
Bu arada, İbrahim Mart der ki:
“ O fatura sonradan-bilahare (Vaziyet ayyuka çıkınca) ödenmiş!”
O vakit şöyle (mi) yapıyoruz:
NİLBEL Tesisi’ne gidiyor, beş kuruş ödemeden yiyor ve içiyoruz!
Sonra, gördürülen lüzum üzerine… Tabi gördürülürse…
Bi ara ödüyoruz?
Bu arada, 30 gün boyunca eşek gibi çalışan Belediye personeli aylardır maaşını (tam) alamıyor!
Olsun…
Gönüller bir ve şen olsun.
Bu mu?..
***
Bir de şu yeni dönem belediye başkanlarının ağlanma seansları yetmedi mi artık?
Para yok-yerim dar kıpraşamıyorum!
E bul be kuzum.
Üret ve hatta yarat!
Sizi kimse zorla, celple belediye başkanı yapmadı ki?
Bayıla bayıla aday oldunuz, Bayıla bayıla başkan seçildiniz.
Eeee?
Bundan sonrası ağlanmak mı?..
Ayıp değil mi?
Hiç utanmıyor musunuz?
Madem beceremeyecektiniz. E otursaydınız evinizde!
Mudanya zırıl zırıl!
Nilüfer zırıl zırıl!
Büyükşehir, emeklileri kandırmakla başları, yüzde 80 ekmek zammıyla tüy dikti!
AK Parti’li Kestel de, ağlanıyormuş çok borç devraldım diye?
Ferhat evladım… Topu temeli 300 oyla kazandın! (Üç yüz oy yer değiştirseydi, belediye Refah Partisi’ndeydi). Bozbey’e şirinlik yapacağına kaynak üret. Bu arada, bi ara anlatsana Belediye’yi harbiden kaç lira borçla devraldın!
Belediye’yi gerçekten borçla mı devraldın?
Yoksa, Bozbey ve çevre düşmanı sanayi karşıtlarına karşı bir defans olarak mı kullanıyorsun bu edebiyatı? Ben mesela, bir gazeteci olarak tezlerine inanmıyorum!
Planlı ve maksatlı buluyorum seni!
Çevre değil, sanayici-zengin dostu olarak görüyorum!
Basına karşı da, hiç samimi bulmuyorum.
Arkanda Bursa’nın ennnn zenginleri ve onların hasletleri varken…
Kestel’e pek de iyi gelmeyeceğine inanıyorum.
Diye, senin “borç devraldım” edebiyatına inanmıyorum.
Yanılt beni…
Kestel ve dolayısıyla Bursa’yı, çevre düşmanı sanayiye yedirme!
Aksi halde, hem borçlu hem de dertli olursun.
Ben böyle sorar dururum.
Zengin hamiler elbette iyi gelir.
De…
Ağzının tadı olmaz!
***
Ve son olarak…
Geçtiğimiz gün, benim için kıymetinden sual olunmaz AK Partili bir dostla dertleşiyorduk.
Aynen şunu dedi:
“Her zamanki gibi yanlış yerdesin!
Bursa’da AK Parti (dahi) Bozbey’i bu denli severken, kollarken…
Sen muhalefet ediyorsun!”
Caaanım dost ne kadar da doğru söyledi.
Bursa basınında, dönek- yalaka ve besleme olmayan biz birkaç kişi…
Biz, çok az sayıdaki kişi…
Tüm zamanların en ıssız koşullarında, hadsizlik etmeye devam ediyoruz!
Hatta, AK Parti de bizi (bir nevi) cezalandırırken…
Tüm kara listeleri şereflendirerek…
Bir gram geri adım atmadan, RANTA karşı mücadele ediyoruz!
Allah da bizden razı olsun.
Amin…