Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen KAAN ismiyle tanıtılan Milli Muharip Uçak, Hürjet, Atak II ve Anka III görücüye çıktı. TUSAŞ tarafından üretilen Türk Savunma Sanayii’nin çelik kanatları adeta göğüs kabarttı.
Haber Giriş Tarihi: 01.05.2023 20:40
Haber Güncellenme Tarihi: 01.05.2023 20:40
https://www.lodoshaber.com
TCG Anadolu ve yenilenen Altay tankının ardından Türk Savunma Sanayii’nin yeni üyeleri görücüye çıktı. TUSAŞ tarafından üretilen Milli Muharip Uçak (MMU), Hürjet, Atak II Ve Anka III düzenlenen İstikbalin Yüzyılı Lansmanı programı ile tanıtıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla TUSAŞ Kahramankazan Tesisleri’nde düzenlenen etkinlikte ayrıca Gökbey, yerli helikopter motoru, Hürjet, Hürkuş ve Aksungur İHA’da yerini aldı.
MMU yeni ismi KAAN Tören öncesinde Milli Muharip Uçak ile ilgili bir sürprizin yapılacağı da gündemdeydi. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan MMU’nun ismini KAAN olacağını açıkladı. Erdoğan ayrıca KAAN isminin fikir babasının Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ait olduğunu da bildirdi. Törene katılan birçok insan törenin bitmesiyle beraber yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ürünleri yakından inceledi. Üretilen ürünlerin başmühendisleri de ürünlerin yanında bulunarak katılımcılara bilgi verdi. Milli Muharip Uçak olarak bilinen KAAN ile ilgili bilgi veren projenin Başmühendisi Emre Yaman, KAAN’ın hikayesinin 2006 yılında başladığını belirterek, “2006 yılında elde ettiğimiz tasarım ofseti ile beraber başladığımız bir serüvenimiz var. Sonrasında Hürkuş’la EASA sertifikası almış bir tasarım organizasyonumuz oldu. Sonra Hürjet ve Gökbey projelerine başladık ve sonra ATAK ve diğer uçaklarla birlikte çalışmalarımız devam etti. MMU’da bu ekibin son ürünü” diye konuştu.
“Bu uçaklar aslında dünyada para ile satın alamayacağınız uçaklar” KAAN’ın önemine değinen Yaman, “Bu uçaklar aslında dünyada para ile satın alamayacağınız uçaklar. Bu uçakları para verseniz dahi vermiyorlar. Biz bu uçakları milletimize ve vatanımıza kazandırmak için çalışmalar yapıyoruz. En büyük özelliği aslında 5. Nesil dediğimiz görünmezlik özelliklerinin olması ve iç silah yuvalarına sahip olması. Bunun yanında süper cruise gibi değişik özelliklerinin olması bizim uçağımız en önemli yetenekleri diyebiliriz. MMU aslında burada gördüğünüz 4-5 platformun kontrolünü sağlayacak ana kontrol ünitesi diyebiliriz. Bu işin merkezinde olan uçağımız anlamına geliyor aslında. Dolayısı ile stratejik olarak para ile satın alamayacağınız bir güç çarpanı hava kuvvetlerimizi için” diye konuştu.
“MMU’yu yılsonunda gökyüzünde görmeyi bekliyoruz” KAAN’ın uçuş tarihi ile ilgili bilgi veren Yaman, “MMU’yu yılsonunda gökyüzünde görmeyi bekliyoruz. Tabi güvenlik en önemli şart bizim için. Güvenliği ne zaman sağlarsak o zaman uçacaktır ancak hedefimiz yılsonu” ifadelerini kullandı.
ATAK II projesiyle ilgili bilgi veren projenin Başmühendisi Mehmet Yılmaz ise projenin 2019 yılında imzalandığını belirterek, “Son 4 aydır helikopterimizin gövdesini toparladık, alt sistemlerin üretimini tamamladık ve helikopteri bir araya getirmeye başladık. 17 Nisan itibari ile hangardan çıkışımızı gerçekleştirdik. 23 Nisan itibari ile ilk motor çalıştırmamızı gerçekleştirdik. 28 Nisan itibari ile de ilk uçuşumuzu gerçekleştirdik. Yani hangardan çıkışımızdan 11 gün sonra ilk uçuşumuzu gerçekleştirmiş olduk. Helikopterimizi yere bağlıyoruz ve çok zorlu testlere tabii tutuyoruz. Hatta havada göremeyeceği kadar zor testlerden geçiyor” diye konuştu.
“Projemizi 2 yıl içerisinde teslim etme hedefimiz var” ATAK-I’in ATAK-II’den farkını anlatan Yılmaz, “Ağır sınıf taarruz helikopteri, zırhlı bir helikopter. Kokpiti, camları, yanları ve koltukları zırhlı olacak. Bin 500 kilo silah yükü taşıyabilir bir helikopter olacak. Özellikle uzun menzilli füzelerle donatacağız. ROKET-SAN’ın bu konuda ki çalışmalarını biliyoruz. Hatta mevcut ürünleri var ve bunları direk helikopterimizin üzerinde kullanacağız. Bir milimetrik dalga radarımız olacak ve bununla çok uzun mesafelerden tespit yapabilir olacağız. Aslında temel fark uzun mesafeden tespit, teşhis ve imha kabiliyeti olacak. Projemizi 2 yıl içerisinde teslim etme hedefimiz var. Projeyi ATAK-I’de olduğu gibi kademeli olarak ilerletmek istemekteyiz. ATAK’ta ilk olarak temel özellikleri ve silahları koyup sonrasında ise üzerine koya koya ilerleme sağlamıştık. Burada da benzer şekilde ilerlemeyi istiyoruz. Temel helikopteriler fonksiyonlarını ve temel silahlarımızı koyup sonrasında ise ilave özelliklerimizi üzerine ekleye ekleye devam edeceğiz” diye konuştu.