Başka bir kişinin yüzünde kızgın veya mutlu bir ifade gördüğümüzde, ifadeyi taklit etmek üzere kendi yüzümüzdeki kasları bilinçsizce esnetmemiz veya kasmamız buna örnek olarak verilebilir.
Buna göre yüz kaslarımız, başka bir kişinin gülümsemesini veya kaşlarını çatmasını taklit ederken beynimize bunların yorumlanmasını sağlayacak sinyaller gönderiliyor.
Bu durumun, bireylerin hem karşılarındaki kişinin duygusal durumlarını belirleyebilmesine hem de o duyguları bizzat deneyimlemesine olanak tanıdığı düşünülüyor.
Independent Türkçe'den Çağla Üren'in derlemesine göre, söz konusu hipotez, Evrim Kuramı'nın mimarı Charles Darwin'in duyguların kökenleri üzerine ortaya attığı varsayımlara kadar dayandırılıyor. Darwin, kişinin yüzündeki duyguların ifadesinin veya bastırılmasının, duygu deneyimini doğrudan etkileyeceğini varsaymıştı.
ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi Irvine kampüsünden bir araştırma ekibi ise kozmetik amaçlı botoks gibi uygulamaların bireylerin bu yeteneklerini ne ölçüde etkilediğini merak etti.
Botoks enjeksiyonlarında aslında belirlenen bölgeye botulinum adlı bir toksin enjekte ediliyor. Kasların felç olmasına sebebiyet veren bu toksin, sinirler ve sinirlerin ulaştığı organlar arasındaki iletimi durdurarak kırışıklıkları önlüyor.