Öncelikle, nerede kalmıştık?
Diyelim.
Çok zaman geçti söyleşi yapmayalı-yapamayalı...
Araya Covit girdi, pandemi girdi, mecburi ve sevimsiz mesafeler girdi.
Ve şimdi, çok uzun bir aradan sonra ilk söyleşimizi, AK Parti'li Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'la yaptık.
Oktay Yılmaz'la, hem Yıldırım'a, hem Bursa'ya tepeden bakan Hünkar Köşkü'nde buluştuk. (Mutlaka ve mutlaka gidin Hünkar Köşkü'ne. Bursa'ya bakarak çay, kahve içmeye gidin. Hatta hiç bir şey içmeyin de, öylece bakmaya gidin. Hatalarını görmeye, güzelliklerini sevmeye, anılara uzaktan bakmaya gidin. Ama illa ki gidin...)
Okurlarım bilir, baştan rezerv koymayan, "O konuya girmeyelim, öbür konuyu pas geçelim" diye kibir yapmayan, kaprissiz ve samimi söyleşi konuğu candır benim için.
Oktay Yılmaz da tüm samimiyetiyle oturdu söyleşiye...
Ben sordum, o anlattı. (Tabii ki, her siyasi gibi gördüğü lüzum üzerine istediği kadarını...)
***
Yıldırım'ın tarihine ve insanına önem veriyor Oktay Yılmaz.
İnsanı odak noktasına koyan hümanist bir bakış açısı var.
Belediyecilik anlamında müteahhitlik yapmak ona ters!
Beton fetişi değil.
Kimliksik, ruhsuz, insana, hayata eziyet edercesine yükselen kentsel dönüşümlere karşı.
Sorunları olan bir ilçe ve borç yükü altında bir belediye devralmış.
Ancak iddiaların aksine, pes etmeyi, havlu atıp gitmeyi hiç düşünmemiş.
Yıldırım'da güzel bir hikaye yazmak istiyor.
Ana temasında tarih, özünde insan ve temelinde huzur olan güzel bir hikaye...
► Oktay Yılmaz nasıl bir belediye devraldı?
Yıldırım Belediyesi Bursa'nın ikinci büyük belediyesidir. Yıldırım'ın tarihi boyutu çok önemli. Yıldırım, Bursa'nın fethi öncesi değerleri de taşıyan önemli bir tarihi kimliğe sahip. Yıldırım tarihi zenginliğiyle dünyaya açılacak olan bir belediye. Şehirleşme açısından baktığınızda, Bursa'da ilk toplu konutun-Kaplıkaya'nın olduğu kent... Bir de, otomotiv ve tekstil sektörünün gelişmesiyle, kontrolsüz ve hızlı şehirleşme sonucunda ortaya çıkan çarpık kentleşme yüzü var Yıldırım'ın. Avantaj ve dezavantajları olan bir şehir. Dediğim gibi, en büyük avantajı tarihi zenginliği... Çarpık kentleşmenin önlenmesine yönelik geçmişte de çalışmalar olmuş ancak bunlar bir takım sorunlar yüzünden yeniden başa sarılmış. Bizim bu başa sarmayı sonlandırmamız gerekiyor.
► Çok daha net sorayım o zaman, Oktay Yılmaz ekonomik açıdan nasıl bir belediye devraldı? Anlatıldığı gibi dipte miydi?
Eyvah! Kaçmaya çalıştığım soru.
► Farkındayım kaçmaya çalıştığınızın. Sesimi çıkarmadan size top çevirme süresi de verdim. Şimdi esas mevzuya gelelim?..
Şöyle ifade edeyim, tüm belediyelerde olduğu gibi Yıldırım Belediyesi'nde de ciddi bir borç yükü ile karşılaştık. 550 milyon liranın üzerinde borcumuz vardı görevi devraldığımızda. Şu an 400 milyon lira civarında bir borcumuz var. Biz 2019 yılını, kent ve mali disiplin yılı olarak değerlendirdik.
► Epey disiplinli geçirdiniz hatta...
Evet... Ancak hamdolsun bu süreçte çok büyük bir sıkıntı yaşamadık. Uyguladığımız yöntemlerle, kaynak arayışlarıyla bu süreci güzel bir şekilde atlatmaya çalıştık. 550 milyon borcu dönem içinde bitirmek gibi bir hedefimiz yok. Zaten böyle bir hedef de olmaz. Çünkü yatırım yapma hedefimiz var. Sadece bu işi çevirilebilir boyutta tutmaya devam ediyoruz.
► Yerel seçimden bir süre sonra belediyedeki mali tabloyu görünce, pes edip başkanlık görevinden istifa etmeye karar verdiğiniz konuşuldu Bursa kulislerinde. Bu iddia doğru mu?
Hiç birisi doğru değildi.
► Siz nasıl bir belediyeye aday olduğunuzu iyi kötü biliyordunuz sonuçta?
Ben ilçe başkanıyken fotoğrafı biliyordum. Konuyu biliyor ve değerlendiriyorduk.
► Tahmininizden daha vahim bir boyutla karşılaştınız mı?
Evet... Rakamsal olarak daha az bir borç yükü tahmin etmiştik. Ancak bunun da çevirilebileceğini biliyorduk. Hiç bir zaman istifa gibi bir gündemimiz olmadı. Sonuçta ben ticaret de yapan biriyim. Batmayı da çıkmayı da, krizleri yönetip atılım yapmayı da bilen biriyim.
► Hiç serzenişiniz olmadı mı?
Olmadı. Keşke bu borç yükü olmasaydı dedik. Yanlış bulduğumuz işler oldu elbette. Örneğin, kentsel dönüşüm ciddi anlamda yük olan bir projeydi. TOKİ ile anlaşılmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bir protokol imzalanmış. Daha sonra belediye kendi imkanlarıyla bu işi yapmaya kalkmış. E para da yok. Kredi kullanılarak yapılmaya kalkışılmış. Bu işin belediyeye 100 milyon liradan fazla bir borç yükü olmuş. Bu ciddi bir sıkıntı aslında. Bunun gibi eleştrilerimiz elbette oldu. Ancak Yıldırım'a hizmet etmek büyük bir onur. Ben hep buradan baktım. Dolayısıyla bunları da aşılabilecek sıkıntılar olarak gördüm. Hiç bir zaman da serzenişimiz olmadı. Bırakıp gitmeye de kalkmadık. Yıldırım'da çok güzel bir hikaye yazacağız inşallah.
► Bu hikayenin ana teması ne olacak?
Ana teması, tarihi bir Yıldırım olacak.
Yıldırım'da Müteahhitlik Yapmayacağız
► Zor bir bölgede belediye başkanısınız. Yoğun göç alan, dar gelirli ve hatta yoksul nüfusun fazla olduğu bir yer Yıldırım. Sosyal belediyecilik bu noktada çok daha önemli bir hale geliyor.
Burada bakış açısını değiştirmek gerekiyor. Yıldırım tarihi olarak çok zengin bir şehir. Tabii bunun üzerine yoğunlaşmak kentsel problemleri ötelemek anlamı taşımıyor. Yıldırım çok canlı bir şehir. Çok canlı bir organizma, insan gibi muamele etmek gerekiyor. Bu canlılığını muhatap alarak, yok etmeden iyileştirmeler yapmak gerekiyor. İmar Kanunu değişikliği yapıldı biliyorsunuz geçmişte. Buradaki bazı değişiklikler bizlerin talebi ile oldu. Bundan sonra da, imar uygulama çalışmaları yapacağız. Problemleri köklü ve sağlıklı bir şekilde çözmeyi hedefliyoruz. Her bölgenin kendine ait dinamik bir yapısı var. Yani bir bölgede uyguladığımız değişim modelini bir başka bölgede uygulamayacağız. Biz müteahhitlik yapmayacağız.
► Sosyolojik boyutun göz ardı edildiği, doğanın katledildiği kişiliksiz ve betonarmeden ibaret kentsel dönüşüm anlayışı gerçek bir katliam... İşin temelinde insan olmalı.
Kesinlikle öyle bakılmalı. Ve bizim bakış açımız da budur. Şimdi Mevlana Mahalle'nde bir dönüşüm yapıyoruz. Çarpık ve kaçak yapılaşmanın olduğu bir bölge. Ele aldığımız etapta yaklaşık bin konut var. Bir önceki dönemde belediyemiz bu bölgedeki hemşehrilerimizle görüşmüş. Yüzde 40 düzeyinde bir anlaşma sağlanmış. Ben de o hemşehrilerimizle bir araya geldim. Dedim ki, "evlerinizin otoparkı olsun, çocuklarınızın oyun parkı olsun, düzenli bir çevre olsun istemez misiniz?" Tabii ki istediklerini ifade ettiler. Ama dedim, "eski arabanı getir, yeniyi götür gibi bir kampanya yok." Ona da "tamam" dediler. Sadece, borçlanmalarda vadeyi arttırın dediler. Araştırdık. On yıl vade açabileceğimizi söyledik ve uzlaşma oranımız yüzde 80'e çıktı. Böyle bir uzlaşma sağladık. İnşaat yapım sürecini de, Bakanımız Bursa'ya geldiğinde bize söz vermişti, TOKİ ile birlikte gerçekleştireceğiz. Burada asıl önemli olan şu ki, yapacağımız konutlarda Yıldırım'ın tarihsel geçmişinden beslenen mimari ögeler kullanılacak. Saçak olacak, avlu olacak, kemer olacak.
► Yıldırım'da sosyal yaşama ilişkin yoğun talep olduğunu biliyoruz. En çok da genç nüfus, tiyatro, sinema, konser alanı ve tabii konser istiyor. Sosyalleşme alanları istiyor.
Bizim için şehir beton binalardan ziyade insan merkezlidir. Yaptığımız fiziki dönüşümleri de bu minvalden hareketle değerlendiriyoruz. Yapacağımız fiziki dönüşümlerde insanımız mutlu olacaksa bu bizim için anlamladır. Vatandaşımızın teveccühü bizim için çok önemli. Yıldırım artık bir üniversite şehri. İki tane kampüsüyle beraber teknik üniversitemiz var. Yüksek ihtisas Hastanesi biliyorsunuz artık tıp fakültesi... Diş Hastanemiz, Diş Hekimliği Fakültesi'ne dönüştü. Bu yüzden bu kimliği önemsiyoruz. Öncelikle, öğrencilerimiz için yeni yurt alanları oluşturuyoruz. İki kamu yurdu ve bir kaç özel yurt alanı üzerinde çalışıyoruz. Mevcut sosyal tesislerimizi gözden geçirdik. Barış Manço Kültür Merkezi'nde sinema yoktu. Oraya sinema kazandırdık. Pandemi süreci bazı şeyleri sekteye uğrattı tabii. Uyumayan kütüphane kazandırdık Yıldırım'a. 24 saat hizmet verecek bu kütüphane. İnşallah Ekim ayında açılışını gerçekleştireceğiz. Öğrencilerimiz için kitap kafesiyle, kültür sanat atölyeleriyle, cep sinemalarıyla, gençlerimizin buluşma noktası olacak yeni mekanlar da kazandıracağız. Projelerini hazırladık.
FETÖ Batı Emperyalizminin Piyonudur!
► Aday gösterildiğiniz süreçte sizi FETÖ ile ilişkilendirme çabası içine girenler vardı. Nereden temel aldı bu iddialar? Ve FETÖ'ye bakış açınız nedir?
Bunun benim şahsımla ilgili olduğunu düşünmüyorum. AK Parti'ye dönük bir algı operasyonuydu. 83 yılından beri Bursa'da yaşıyorum. 15 yıldır da AK Parti'de siyaset yapıyorum. Beni herkes tanır. Adaylık sürecinde kurmaylarımız bizi tercih etti. Tabii tüm geçmişimize, sicilimize bakılıyor. Güvenlik soruşturmamızda hiç bir sıkıntı çıkmadı. Ne zaman aday olduğumuz netleşti. O zaman operasyon başladı.
► Kim yaptı bu operasyonu?
Onu bilemiyorum.
► FETÖ'ye bakış açınız?
FETÖ'yü bağımsız bir örgüt olarak görmemek lazım. Emperyalizmin bir organizasyonudur FETÖ. Hatırlar mısınız, 12 Eylül 1980'de, "Bizim çocuklar başarılı oldu!" Demişlerdi. Oysa bu sefer onların çocukları başarısız oldu. Bu aynı operasyonun devamı. Bunu görmek lazım. Bizim en büyük kaynağımız insan ve genç nüfus. Soğuk Savaş Dönemi'nden sonra işin akışı değişti. Biz insanları nasıl uyuturuz, nasıl uyuştururuz? Bunun derdine düştüler. FETÖ, bizim çocuklarımızı mankurtlaştırarak bize düşman haline getirdi. FETÖ böyle bir yapı. Bunlar Batı emperyalizminin gayrı meşru çocukları. Ve onları bize saldırtan bir taşeron örgüt FETÖ...
► Pandemi sürecinin başında Covit-19'a yakalandınız. Nasıl yaşadınız hastalığı? Nasıl geçirdiniz süreci?..
Aslında çok da dikkatli davranıyorduk bilhassa belediyede. Sosyal mesafeye çok dikkat ediyorduk. Sürekli maske takıyorduk. Fakat aile içinde daha rahat davranıyorduk. Annem de bizimle birlikte yaşıyor. Üstelik annem onkolojik tedavi görüyor. Bu sebeple de çok daha fazla hassasdık. Bize misafir gelen bir akrabamızdan bulaştı. Ben ilgili akrabamızın Covit olduğunu öğrenince hemen tedbir aldım. İlk testim negatif çıkmasına rağmen tüm tedbirleri aldım. Belediyeye kesinlikle gitmedim. Ve çok şükür annem de hasta olmasına rağmen sağlıkla atlattık.
► Belediye başkanlığını sevdiniz mi?
Belediye başkanlığı onurlu bir hizmet. Bu anlamda evet seviyorum. Dua almayı çok önemsiyorum. Vatandaşa hizmet etmeyi, kente yeni eserler katmayı çok önemsiyorum.
► Oktay Yılmaz'ın hedefinde nasıl bir Yıldırım var?
Yıldırım'ın huzurlu bir şehir olmasını arzuluyorum. Bir şehre girdiğinizde, oranın bakımlı, huzurlu ve kimliği olan bir yer olmasını çok önemsiyorum. Yıldırım tarihiyle ulusal ve hatta dünya çapında tanınacak bir şehir olmalı. Bunun için çalışıyorum. Bir de kentleşme konusunda planlı ve istikrarlı bir şehir olsun. Ama dediğim gibi, en önemlisi huzur. Huzurlu bir kent olsun Yıldırım...